Hırvatistan’ın cezası nedeniyle seyircisiz oynanan Zagreb’teki bu maçta Milli Takımımız’ın genç ve yeni oyunculardan kurulu olması, ev sahibinin de birbirini tanıyan tecrübeli kadrosu, bizim açımızdan handikaptı.
Maça ilk 15 dakikada iyi başlayan taraf millilerimizdi. Bu dakikadan sonra devrenin sonuna kadar Hırvatistan’ın oyunu bizim sahamıza yıktığı görüldü. Rakibimizin 3 topu direğe çarparken, millilerimizin Emre Mor ve Cenk Tosun’la yakaladığı iki önemli gol fırsatı vardı.
Fatih Hoca’nın taktiksel olarak merkezi kapatma planı işe yaradı. Okay-Ozan-Hakan üçlüsü Rakitic ve Modric’in öne oynayacak bütün alanlarını kapattı. İlk 15 dakikada planımız oyuncularımız tarafından doğru uygulandı. Pjaca ve Perisic’in olduğu kanatlara etkili müdahalelerde zayıf kaldık. 15. dakikadan sonra Hırvatlar hem hakimiyeti ele aldı hem de oyuna yön verdi. Aslında İsmail’in sebep olduğu penaltıya kadar maç tam da istediğimiz gibi gidiyordu. İsmail çok acemice harekette bulundu. Modric kaleyi tehdit eden bir yerde değildi, ceza alanının içinden dışına çıkıyordu. Bence Modric’in kurnazca kazandığı bir penaltıydı. O penaltı planlarımızı alt-üst etti derken, ilk yarının uzatma dakikalarında Hakan Çalhanoğlu’nun serbest vuruştan attığı gol umutlarımızı yeniden yeşertti.
İkinci yarıda da ilk yarıdaki görüntü devam etti. Cenk’in ilk yarının hemen başındaki vuruşunda topu arkadaşları takip edebilse öne de geçebilirdik. Bu yarıda da takım olarak daha çok savunmada kaldık. Volkan Pjaca’nın kafa şutunu mükemmel kurtardı. Sonuçta Zagreb’ten istediğimizi alarak döndük.
Emre Mor’a ayrı bir sayfa açmak lazım. Çok yetenekli. Bir de son vuruşları gol yaparsa, Messi’ye rakip olacak en yakın oyuncu diye düşünüyorum.