Çocuklarda hafif ya da ara sıra artan değişken seviyelerde ortaya çıkan dikkat eksikliği, hiperaktivite ve agresif tepkimelerin tıp dilindeki adı “Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu”(ADHD) olarak bilinmektedir. Çocuklarda sorunun tedavisi için hemen antidepresan ilaç uygulamasına başlanması, özellikle eğitim dönemindeki çocuklar için tercih edilen bir yaklaşım olamaz. Bu tip bir ancak davranış halk arasında bilinen deyişle “pisliği halının altına süpürmek” şeklinde ifade edilebilir.
Yeni yayımlanan bir klinik çalışmanın sonuçları bu konuda daha güvenilir bir seçeneği ortaya koyuyor. Araştırma Almanya’da 6-11 yaşlarında dikkat eksikliği ve hiperaktivite tanısı konulan ve ilaç kullanmayan ilkokul öğrencileri üzerinde yürütülmüş. 169 çocuk ile başlayan çalışmayı 152 çocuk tamamlamış. Yedi hafta süresince çocuklara günde 2 defa kediotu kökü (WS 1014, standart kuru özütü 640 miligram; bilimsel adı Valeriana officinalis) ve Melisa yaprağı (WS 1303, standart kuru özütü 320 miligram; Melisa officinalis) taşıyan tablet verilmiş. Her iki bitki de halk arasında güvenilir yatıştırıcı olarak bilinir ve sık olarak tedavide kullanılır.
Başlangıç, 2 hafta ve 7 hafta sonra yapılan değerlendirmelerde her çocuğun hem anne ve babası, hem de tedavi uygulayan hekimlerin geçen süreçteki değişimleri kaydetmesi istenmiş: Dikkat sorunu, hiperaktivite, fevrilik, sinirlilik, sosyal davranışları, uykuya dalma güçlüğü veya gece boyunca uyku durumu, sabah yorgunluğu, anksiyete, okulda ve aile haricindeki davranışları.
BELİRGİN BİR DÜZELME VAR
Çocukların hekimleri tarafından yapılan değerlendirmede, 7 hafta sonunda yukarıda belirlenen tüm parametrelerde çok belirgin bir gelişme gözlendiği bildiriliyor. Anne ve babalar tarafında yapılan değerlendirmede ise özellikle evde boş zamanlarındaki sorunlar, okulda ve arkadaşları ile yaşadığı sorunlar, anne ve babası ile olan ilişkileri, günlük yaşamındaki zorluklar gibi sorunlarda belirgin bir düzelme sağlandığı kaydedilmiş. “Tedavinin başarısından ne derecede tatmin oldunuz?” sorusuna ise çocukların hekimleri yüzde 62, anne ve babaları ise yüzde 58 olarak yanıt vermiş.
Sonuç değerlendirmesinde kullanılan formülün ilkokul çocuklarında dikkat eksikliği ve hiperaktivite sorununun tedavisinde güvenilir bir çözüm olabileceği bildiriliyor. Bu çalışmada herhangi bir etkisiz ilaç uygulanan (plasebo kontrol) grubu ya da etkili bir ilacın uygulandığı (referans ilaç) grubun bulunmaması nedeniyle etkinin analitik olarak kesin değerlerle ifade edilmesi mümkün olmuyor. Ancak etkiyi sağlayan etken ne olursa olsun, çözümün çocuklara herhangi bir zarar vermeden güvenilir olarak sağlanabilmesi kanaatimce en önemli husus. Diğer taraftan, araştırıcılar 7 haftalık tedavi süresinin yeterli olmadığı, daha uzun süre uygulamanın sürdürülmesi ile sonucun çok daha belirginleşeceği ve başarının artabileceği yorumunu yapıyorlar.