Onun başarı hikayesi daha çocukken başladı. Çay ocağında, hukuk bürosunda çalıştı, tezgahtarlık hatta radyo tamirciliği bile yaptı. Hem de öyle baba zoruyla değil, kendi isteğiyle... Hayalinde, büyüyünce kendi işini yapmak ve üniversiteye gitmek vardı. Ama her ihtimale karşı bir B planı da geliştirmişti, üniversiteyi kazanamazsa tekstilci olacaktı. Makine mühendisi olarak üniversiteden mezun olduğunda ise üç arkadaşıyla beraber inşaat taahhüt işleri yaparken buldu kendini. 20 metrekare bir dükkanda erken gelen masayı kapıyordu. “Türkiye’de olmayan ürünleri ithal etmeye başlamamız dönüm noktamız oldu” diyen Ode Yalıtım Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, yaklaşık 30 yıl önce başlayan macerada bugün 6 fabrikada üretilen sistemleri dünyanın 55 ülkesine satar hale geldiğini anlattı. 60 milyon lira tutarındaki yeni yatırımını anlatan Turan, Hindistan, Rusya ve Romanya’da yapmayı planladığı fabrikalarla dünya markası olmayı hedeflediğini belirtti.
- Türkiye’de bir çok üründe pazar lideri olan yalıtım şirketini yönetiyorsunuz...
Taahhüt faaliyetlerinde bulunmak üzere 1986 yılında kurduk şirketi. 1990 yılında ithalatçı, 1996’da ise üretici kimliğine kavuştuk. Bugün 40 bin m² kapalı alana sahip 4 üretim tesisi ve 4 binden fazla ürün çeşidi ile faaliyet gösteriyoruz. Türkiye’de girmediğimiz il kalmasın istiyoruz şu anda 179 noktadayız. Kendime bu yıl bin noktayı ziyaret etme hedefi koydum. Bunu yapan yok, şu ana kadar 300’ü buldum. Yılda 60 bin mil yapıyorum diyebilirim.
- Bir satış şirketinden sanayi kuruluşuna dönüşmenin hikayesi sizinki.
İş yaşamına adım atmanızı anlatır mısınız?
Çocukluğum Elazığ’ın Keban ilçesi Bayındır Köyü’nde geçti. Köyde ilkokulda 1, 2, 3 ve 4, 5 olmak üzere iki sınıf vardı. Ben ilk grubun sınıf başkanıydım. Öğretmen 3. sınıflara bir şeyler anlatırken ben de 1. sınıflara yazı yazdırırdım. Babamız rençperdi; ama girişimci bir ruha sahipti ve değişik iş imkanları aramaya İstanbul’a gelmişti. Biz de İstanbul’a göçtük. Bulunduğum ortam hep bana dar gelirdi arkadaşlarım oyun oynarken ben kendimi geliştirmek için hep kitap okurdum. Çocukluğum çalışarak geçti, çay ocağında, hukuk bürosunda çalıştım, radyo tamirciliği yaptım, tezgahtar olarak çalıştım. B planım hep vardı, üniversiteye giremeseydim iyi bir tekstilci olurum diyordum. Çünkü o sektörü öğrenecek zamanım olmuştu bir dönem.
- İnşaat sektörüyle nasıl tanıştınız?
Yıldız Teknik Üniversitesi’ni bitirdim, ardından Marmara Üniversitesi’nde işletme master’ı yaptım. Sonra iş buldum çok çalıştım. Kurtuluş’tan Tuzla’ya gidiyordum. Bir yandan da İngilizcemi geliştirmek için kursa giderdim, bir yandan master... Çok yoğun bir dönemdi. Kendi işimi yapmalı bir marka yaratmalıydım. Kontrol mühendisliği yaptım askerde, dönüşte 20 metrekarelik bir ofiste kendi işimi yapmaya başladım. İki arkadaşım vardı, onlara mektup yazdım proje çizdiklerini söylediler ben de onlara ortak oldum. Onlar elektrik mühendisiydi. Üç patronduk ama tek masa vardı o nedenle erken gelen o masaya otururdu. Arkadaşlar sırayla işten ayrıldı. Ben tek başıma kaldım. Sonra bir başka bir arkadaşımla dükkan açtım, orada taahhüt işleri ve inşaat malzemeleri satışı yapmaya başladık. Sonra yalıtım malzemelerinin eksiğini farkettim. 1990 yılına kadar bir kaç üretici firmanın bayiliğini yaptım. Sonra Türkiye’de olmayan ürünleri getirmeye başladık, bu önemli bir dönüm noktası oldu bizim için.
- Yakın gelecekte yeni yatırım düşünüyor musunuz?
İş Girişim Sermayesi, 2007 yılında yüzde 17.24’lük pay ile ortak olmuştu bize. Biz bu hisselerimizi geri aldık. Geçen 4 yıl da 40 milyon dolar yatırım gerçekleştirdik, toplam yüzde 170 büyüdük. Türkiye yalıtım pazarında, yerli sermaye olarak sektörün en fazla ciro gerçekleştiren ve aynı zamanda en fazla yatırım yapan şirketi olduk. Bugüne kadar 100 milyon doların üzerinde yatırım yaptık bundan sonra da devam edecek. Hatta kampüs dediğimiz için de birkaç fabrikayı barındıracak 3’üncü tesisin yatırım fizibilite çalışmalarını başlattık. İç Anadolu’ya yapacağız. Bu yatırımla İç Anadolu, Doğu Anadolu, Karadeniz ve Çukurova bölgesine hakim olacağız. Bu bölgede daha önce de vardık, bu yatırımla oradaki pazar payımızı arttıracağız. Şu anda yapmadığımız ürünleri de üretmeyi hedefliyoruz. 2013 yılında yapacağımız bu yatırımın tutarı 60 milyon lirayı bulur. Bir de yurt dışında Hindistan, Romanya ve Rusya’da bir fabrika kurmak gibi planımız var, gerçekleşirse oradaki yatırım tutarımız 40 milyon doları bulur. Buradaki hedefimiz ise alanımızda Türkiye’den global bir oyuncu çıkarmak.
- Sektörle ilgili bir değerlendirme yapar mısınız?
Ben bayi olarak sektöre ilk adım attığımda sadece birkaç üretici firma vardı. Bugün 2 bin üreticiden söz edebiliriz. Üstelik şimdi küresel oyuncular da hakim. Pazarın büyüklüğü 5 milyar lira. 2002’de 2.5 milyon metreküp olan ısı yalıtım pazarı, 2012’de 12 milyon metreküpe çıktı. 2023’e gelindiğinde bu rakamın 30 milyon metreküpü bulacağı tahmin ediliyor. Zaman içinde küçük ölçekli firmaların sistemin dışına çıktıklarını görüyoruz. İleriye yönelik inşaat yapı sektörü yavaşladıkça satın almaların ve birleşmelerin artacağını ve bu işi hakkıyla yapanların sayısının artacağını düşünüyorum. Kayıtdışından beslenen kesim sistemin dışına çıkacak ama bu arada sektöre zarar veriyor tabii.
Krizlerde kapasite artırdık, 100 milyon $ yatırım yaptık
ÇALIŞMA hayatım süresince 12 kriz gördüm ve bunlar bana tecrübe kattı. Biz her krizin ardından yatırım yaptık. Büyüdük. Krizi fırsata çevirdik. Son küresel krizin 5 ay öncesinde toplandık ve krizi nasıl aşarız onu tartıştık. Bu dönemde şirketimizin en büyük yatırımı olan camyünü üretim tesislerine 40 milyon TL harcayarak üretimimizi, verimliliğimizi ve operasyonel hızımızı artırdık. Bu da ihracatımızın artmasına ve ihracat yaptığımız ülke sayısının 45’e çıkmasına yol açtı. 2009 yılını 8.5 milyon dolarlık ihracatla kapattık. Bugün de kriz sürüyor bir yandan ama bizim tesislerimiz tam kapasite çalışıyor. Bugüne kadar yaptığımız yatırımların tutarı 100 milyon doların üzerinde.
Avrupa’daki sıkıntı komşulara ihracatımızı yüzde 58 arttırdı
55 ülkeye ihracat yapıyoruz. 129 noktada varız orada da bayilik sistemiyle ilerliyoruz. Tüm bayileri buraya getirip bir toplantı yapacağız. İstanbul’u tanıtacağız. Özellikle Ortadoğu’da Türkiye çok ilgi görüyor, biz de global bir oyuncu çıkartmayı planlıyoruz. 10 yıl önce bizi ciddiye almıyorlardı ama şimdi dev rakiplerimiz bizi çok yakından takip ediyor. Ayrıca son krizle Avrupa’daki fiyatlar yükselerek bizdeki fiyatların yüzde 40 üzerine çıktı ve bize talep arttı. İhracatımız mayıs itibariyle yüzde 58 arttı. Hedefimiz yüzde 35 büyüme.
Ortaklık tekliflerini reddediyorum, bu şirketin gitmesi olur
ısı, ses, su ve yangın yalıtımını ısıtma-soğutma ve bina yalıtımı alanlarında uygulayan sayılı firmalardan biriyiz biz. Yerli rakiplerin yanı sıra uluslararası devlerle rekabet ediyoruz. 4 fabrikamızın ikisinde lider, diğerlerinde de ilk üçe giriyoruz. Zaten ilk üçte olmadığınızda rekabetçi gücünüz de olmuyor. Sürekli yatırım yapıyor, insan kaynağını, eğitimi çok önemsiyoruz. Hatta bayi ve çalışanlara eğitim vermek ve insan kaynağına yatırım yapmak amacıyla Ode Akademi’yi kurduk. Çok hızlı büyüyoruz. Bu nedenle de bir çok ortaklık teklifi de alıyoruz. Ama kesinlikle kabul etmiyorum. Çünkü ortak demek firmanın gitmesi demek.