Başbakanımız Ahmet Davutoğlu yeni dönemin yol haritasını bu sözlerle açıkladı Salı günkü grup toplantısında: “Hesap soracağız.”
Paralel ihanet şebekesinden hesap sormak boynumuzun borcudur elbet.
Türkiye düşmanı ülkelerin taşeronluğunu yapan ve seçilmiş hükümeti alaşağı etmek için darbe girişiminde bulunan paralel suç örgütünün tasfiyesi her bakımdan gereklidir.
Kumpas üstüne kumpas kuruyorlar.
Yalan ve tezvirat üzerinden itibar suikastı yapıyorlar.
Takiyenin her türünü ahlaksızca denemekten kaçınmıyorlar.
Algı operasyonu konusunda mahirler..
Siz “İçkiliyken namaza yaklaşmayınız!” diyorsunuz, onlar kalkıp sizin “Namaza yaklaşmayınız!” dediğinizi yayıyorlar.
Bilerek yalan söylüyorlar.
Sistematik bir biçimde yalan üzerinden bir algı operasyonu sürdürüyorlar.
Ellerinin altındaki gazetelerle ve televizyonlarla haysiyet cellatlığı yapıyorlar.
Sonra bu örgüt faaliyetine “gazetecilik” diyorlar.
Her Allah’ın günü yalan ve iftira üzerinden bir “kara propaganda” yapıyorlar.
Bu ülkenin Cumhurbaşkanı ve Başbakanı için demediğini bırakmıyorlar. Sonra da utanmadan-arlanmadan kalkıp Türkiye’de basının baskı altında olduğunu söylüyorlar.
“Basın özgürlüğü”nden dem vuruyorlar. Bu kadar çelişkiye pes doğrusu!
Yeni efendileriniz de sizi kurtaramayacak
Paralel yapının Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve AK Parti hükümetine karşı yeryüzünün hangi efendileri tarafından kullanıldığı artık sır değil. O efendilerinin kendilerini terk etme korkusuyla paralel yapı Cumhurbaşkanımızın dediği gibi yeni efendiler bulma arayışına girdi.
İçerde mebzul miktarda yandaşları var. Bu yandaşların içinde çok yakın bir zamanda onlar tarafından zulme ve gadre uğrayanlar da var ne hikmetse...
Kendi cellatlarına aşık bu insanların tek düşmanı meğer R. Tayyip Erdoğan’mış!
Paralel yapıyla bu ortak düşman karşısında kirli ittifaklar geliştirmekte o yüzden hiçbir beis görmüyorlar.
Kendilerine zulmedenlere aşık rollerde ortalıkta dolaşıyorlar.
Belki de onlar tıpkı paralel yapı gibi o “üst aklın” bir başka ünitesini oluşturuyorlardır.
Bu kadar “kirli ittifak” başka türlü nasıl izah edilebilir ki...
Kendi cellatlarından hesap soracaklarına cellatlarıyla işbirliği yapmakta hiçbir sakınca görmeyenlerin ahlaki/ilkesel duruşlarını sorgulamak bile onlara bir paye biçmek anlamına gelir.
Paralel yapı istediği kadar kuyruğunu dik tutsun, istediği kadar “yıkılmadık, ayaktayız!” görüntüsünü oluşturmak için sahte cesaret gösterisinde bulunsun, yok olmaya mahkumdur...
Onları ne dışarıdaki yeni efendileri, ne de içerdeki partnerleri kurtarabilir.
Yeni Türkiye’de paralel yapıya yer yok.
Ajan bir örgüte giydirilen din gömleği
Ajan bir örgüt gerçekliğiyle karşı karşıyayız.
Mısır’da Sisi darbesine arka çıkan, seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi’yi suçlayan bir “üst aklın maşası” bir örgüt anlayışıyla karşı karşıyayız.
O “üst akıl” Türkiye’nin Mursi’si olarak R. Tayyip Erdoğan’ı işaretlemişlerdi.
Mısır’da asker marifetiyle darbe yapan o “üst akıl”, Türkiye’de de emniyet ve yargı üzerinden Erdoğan’ı devirmek istediler. Gezi süreciyle başlayan 17/25 Aralık süreciyle devam eden olaylar zincirinin kelimenin tam anlamıyla bir “darbe girişimi” olduğuna hiç kuşku yok.
Paralel yapı aldığı emir doğrultusunda harekete geçti. İsrail terör devletini “meşru otorite” olarak kabul eden bu yapı, ne hikmetse Mısır’da Mursi’yi deviren Sisi’ye arka çıkıyor, Türkiye’de de Recep Tayyip Erdoğan’ın devrilmesi gerektiğine inanıyordu.
Erdoğan’ı devirip AK Parti’yi ele geçirme operasyonu
Amaç belliydi: Erdoğan’ı devirmek ve AK Parti’yi ele geçirmek. Erdoğan’ı sistematik bir biçimde itibarsızlaştırmaya çalıştılar ahlaksızca yayınlarıyla. Geziyi körüklediler ve geziye kendilerince yeni bir mecra açtılar. Gezi süreci amacına ulaşamayınca bu kez yargı darbesiyle sahneye çıktılar. O da boşa çıkartıldı.
“Yüce Divan” üzerinden son bir hamle denediler. O da boşa çıkartıldı. AK Parti’nin içine oynadılar.
Erdoğan liderliğinin derin öngörüsüyle bu plan da Davutoğlu’nun partinin başına geçirilmesiyle akamete uğratıldı. Davutoğlu üzerinden yeni hamleler yapmayı denediler. “Yeni bir sayfa açmak” ve “yolsuzluklar konusunda duyarlılık” gibi sureti haktan görünen telkinlerle AK Parti içinde Erdoğan liderliğini boşa çıkartma arayışlarına girdiler.
Başbakanımız ve Hocamız Davutoğlu’nu tanımamışlar besbelli. Derin ve inançlı Anadolu’nun güzide evladı Davutoğlu’nun “Hesap soracağız” lafını herkes bir yere önemle not etmeli diyorum.
Çok şükür her şeyin farkında olan bir AK Parti liderliği var.