Galatasaray’ın kötü futbol oynadığı bir gerçek. Kadro, Fenerbahçe’den de Beşiktaş’tan da Trabzonspor’dan da aşağıda. Sayın hocam Hamza Hamzaoğlu, gerçekler yazılınca; kızıyor, kırılıyor, üzülüyor... Ben onun iyi niyetinden, insanlığından, adam gibi adam oluşundan zerre şüphe etmiyorum. Ancak futbol denen sektör, iyi niyetli, adam gibi adamları yiyebiliyor.
Futbolda en kolay olay şu: Bir takım başarısız olursa, ilk gidecek kişi teknik direktördür. Hamzaoğlu bunun hesabını iyi yapmalıydı. Galatasaray camiası ve taraftarlar, sezonu 3 kupayla kapatan, şampiyonluk sayısında Fenerbahçe’yi geçen, ilk kez 4. yıldızı takan bir takımdan yalnızca Türkiye’de değil, artık Şampiyonlar Ligi’nde de başarı bekliyordu. Şampiyon takım takviye edilmeliydi. Ama yapılmadı. Fenerbahçe; Van Persie, Nani, Markoviç, Fernandao; Beşiktaş, Gomez, Quaresma; Trabzonspor, N’Doye, Marin, Mbia gibi yıldızlarla zaten kuvvetli olan kadrolarını takviye ederken; Galatasaray, Podolski, Jem Karacan ve Bilal’i almakla yetindi. Bunlarla mı rakiplerinle baş edeceksin? Ben olsam bunun hesabını önce yapar, sezon sonunda takımına üç şampiyonluk kazandıran bir teknik adam olarak istifa ederdim.
Podolski’yi Galatasaray gol atsın, ivme kazandırsın diye aldı. Alman oyuncu ne doğru dürüst şut atabiliyor, ne geriye dönebiliyor, ne top kazanabiliyor. Burak da sakatlandı, 1.5 ay yok. Golü kim atacak? Burak’ın yerine kimi koyacaksın? Umut’u, Podolski’yi, Sinan Gümüş’ü koysan ne yazar? Bunun hesabını zamanında yapmaz, gerekli transferleri yaptıramazsan, elin böyle boş kalır. Şu sakatlık olayını da anlayamıyorum. İki depar atıp sakatlanıyorlar.
Artık Galatasaray’ın işi daha zor. Çünkü kompakt oynamıyorlar. Kendilerine güvenleri yok. Sevgisizliğin olduğunu da duyuyorum. Artı futbolcuların kalitesi ortada. Pozisyona bile giremiyorlar.
Hamza Hoca’nın işi daha da zor. Çünkü başarısızlıkta ilk gidecek kişi o. Kızmasına ve küsmesine gerek yok. Sussun, sabretsin, kazansın, öyle konuşsun. Tıpkı geçen sezon olduğu gibi.