Birleşmiş Milletler, 23 Şubat 2010’da karar aldı, 21 Mart Uluslararası Nevruz Günü ilan edildi. Karar olmasa ne gam, bu coğrafyada, asırlardır kutlanıyor Nevruz.
Sadece Türkiye’de değil, Azerbaycan başta Türk Cumhuriyetlerinde, İran’da, Gürcistan’da ve hatta Arnavutluk’ta.
Kutlama şekilleri benzer, aralarında çok küçük farklar var. Mesela Azerbaycan’da ateşin üzerinden 7 defa atlanır, adına Honça denilen ve içi tatlıyla donatılan sini konur masaya. Neyse sorun, bir bayrama bakış açımız...
***
AK Parti yarın bir şenlik düzenliyor. Katılan sanatçıları teşhir eder gibi haberler yapılıyor gazetelerde, “niye şenliğe katılıyorsun?” diye... Garip bir hava, demokrasiyi savunma iddiasında olup da kimsenin bir başkasının fikrine ve hatta kutlamasına saygı duymaması ne kötü.
Çoğu kişi hatırlamaz, eskiden gerginliği bir hafa öncesinden başladı Nevruz’un sokağa çıkma yasakları, çatışmalar...
O zaman Nevroz dedin mi direkt PKK’lı ilan ederlerdi insanı, Nevruz deyince de direkt devlet yanlısı...
O iklim geçti neyse ki ama hala tepişmek ve gerilmekte son derece kararlı bir yanımız. Yazık değil mi enerjimize diye sorsam, herkesin ağzında bir sürü slogan cümle...
***
Fenerbahçeli olmak demek, takımını sevmekti eskiden şimdi Galatasaray’dan nefret etmek oldu. Galatasaraylı olmak tanımlamasının geldiği hal de aynı.
Çanakkale’de Türk-Kürt birlikte savaştık diye anlatmayı seviyoruz da, birlikte savaşmış olanların birbiriyle savaşması ya da birbirinden nefret etmesini beklemek,istemek, o ateşe benzin dökmek mantıklı mı?
Adına ister Nevruz de ister Nevroz, istersen saatlerce kimin bayramı diye tartış, ne değişecek? Bu coğrafyada asırlar sonra da kutlanacak bu bayram.
Sorun gelecek kuşakların bizim kavgalarımıza, bizim tartışmalarımıza nasıl bakacağı...
Sizce nasıl bakarlar? Gülerler mi yoksa şaşırırlar mı bu kimliğimizi saran diğerinden nefret etme duygusuna?..