BUGÜN yeni bir hükümet için adımlar atılmış olacak ve en önemlisi Türkiye “siyasi istikrar” dinamiğini daha da sağlamlaştırarak yoluna devam edecek...
Kolay olmadı... Bu ülkenin İÇ ve DIŞ düşmanlarına rağmen çok büyük yol alındı ve Türkiye demokrasi kültürüne bir halka daha ekledi...
Sevgili dostlar, birileri hala ısrarla “Türkiye’de siyasi istikrar yok” diyor!
Gülsek mi, ağlasak mı bu zavallı “kaybedenlere”!
Bu ülkede HALKIN OLANA her zaman müdahale etmeye çalıştılar ve buna maalesef geçmişte alıştılar...
Bazı dernekler var... Hukuki olarak herhangi bir dernekten farkı yok. Ama fiili zorlama farklı... Daha doğrusu geçmişte farklıydı... 2003 yılına kadar “para sahibi olmak” maalesef bu ülkede hükümetler üzerinde baskı unsuru olmak için yeterliydi. Bu arkadaşlar emreder, hükümetler düşerdi... Halk seçerdi ama ülkeyi kimin, ne kadar yönetebileceğine “vesayet sahipleri” karar verirdi...
Bu arkadaşların dönemi kapandı... BU ÜLKEDE ARTIK HALK İKTİDARI VAR!
Bu noktada Sayın CUMHURBAŞKANIMIZ’ın geçen haftalarda İzmit’te yaptığı ve tarihe adeta YENİ BİR PARADİGMA tanımlaması olarak geçecek konuşmasından bir bölümü alıntılamak istiyorum;
Sevgili dostlarım, Sayın Cumhurbaşkanımızın İzmit’te yaptığı ilk konuşmadan bir bölümü aynen alarak başlamak istiyorum; “...BİR AVUÇ SEÇKİN...Türkiye 14 yılda hangi başarılara imza attıysa önüne çıkan engelleri aşarak yapmıştır. Ülkeyi yönetme sorumluluğunu omuzladığımız ilk gün, yükümüzün ağır, işimizin çok olduğunun farkındaydık. Yıllardır, bu ülkenin kaynaklarını sömüren, millete tepeden bakan bir avuç seçkinin yolumuza taş koyacağını biliyorduk. Vesayet odaklarının boş durmayacaklarının, demokrasinin yerleşmesi, milli iradenin hakim kılınması için yapılanların sabote edileceğinin farkındaydık. Türkiye’nin büyümesinin güçlenmesinin,
kendi milli politikalarını sürdürmesinin uluslararası güç odaklarını da rahatsız edeceğini iyi biliyorduk. Geçmiş tecrübeler bu ülkede en büyükk zorluğun milletin tayin ettiği yolda yürümek, millete hizmet etmek olduğunu gösterdi. Eski Türkiye’nin elitlerinin, çıkarlarını korumak için girmeyecekleri işbirliği, çiğnemeyecekleri ilke, yapmayacakları ihanet yoktur”...
Son söz: Bugünün Türkiye’sini baskı yaptıkları, halkın iradesini yok saydıkları eski günler ile karıştıranlar ve/veya Osmanlı’nın “Mustafa Reşid’li son dönemi” sananlar, bu zihniyetin içerideki temsilcileri şunu çok iyi bilsinler; Türkiye Cumhuriyeti, 2003 ve özellikle 2008’den sonra MİLLİ, TAM BAĞIMSIZ olma yoluna çıktı ve FATURASI ne olursa olsun, YOLA DEVAM EDİP HEDEFE ulaşacak! Bizi kimse durduramaz! DURDURMAK İSTEYECEK İÇ-DIŞ MİHRAKLARI EZİP GEÇECEĞİZ!