Anadolu’da kadim bir medeniyet, barışın çağrısı bir şehir... Surlarının üzerindeki altı kapısından M.Ö. 2000 yıllarından bugüne Anadolu’nun yaşayan tarihinin, medeniyetlerinin beşiği olmuş... Kral Kapısı, Yer Kapısı ve Aslanlı Kapısı hâlâ ayakta. Çorum il sınırları içerisinde Boğazkale kasabası eski adıyla burası Hattuşaş...
Büyük Hitit İmparatorluğu’nun kalbi Hattuşaş, zamanında dünyanın en geniş alanına yayılmış, en kalabalık kentiymiş. Bin yıl boyunca dünyanın en büyük kenti olmuş, Anadolu toplumunu sınırlarının içerisinde barındırmış, farklı milletlere, medeniyetlere yurt olmuş, ev sahipliği yapmış bağrına basmış.
Yıl 2016. Nisan ayı. Büyükelçiler el ele verdiler ve tüm dünyaya barışın çağrısını Çorum’dan yaptılar. Büyük mabetteki ‘Dilek taşı’na konulan eller barışın ve huzurun evrensel çağrısıydı.
BÜYÜKELÇİLER ÇORUM’DA
Ülkemizde görev yapan Avusturya, Panama, Küba, Norveç, Polonya, Singapur, Brunei, Endonezya, Bosna Hersek, İran, Lübnan, Kenya, KKTC, Meksika, Filipinler, Kongo Cumhuriyeti, Ekvador, Sri Lanka, Güney Sudan, İspanya Büyükelçileri ve eşleri Çorum’a hayran kaldı. Baharla birlikte çıkan madımak otunun lezzetine doyamadılar.
Çorumda taş zannettiğiniz her şeyde yaşanmışlık var.
Çorum Milletvekili Lütfiye İksen Ceritoğlu Kurt’un ülkemizde bulunan Büyükelçilerin ziyaretinden duyduğu mutluluğu ve bölge turizmi ile ilgili duygu ve düşüncelerini şöyle ifade etti: “Hitit medeniyetinin başkenti Hattuşaş’ın UNESCO tarafından ‘Dünya Kültür Miras Listesi’ndeki 30. yılı ve antik kentteki çivi yazılı tablet arşivlerinin ‘Dünya Belleği Listesi’ne alınışının 15. yıldönümü olması vesilesiyle Türkiye’de görev yapan büyükelçileri Çorum’da ağırladık. Çorum ili sınırları içinde yer alan Hattuşaş Antik Kenti 1986 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınmış önemli bir kültür varlığımızdır. Aynı zamanda yine Hattuşaş’da yapılan kazılar neticesinde ortaya çıkarılan Hitit Çivi Yazısı Tabletleri de UNESCO Dünya Belleği Listesi’ne kaydedilmiştir. Dolayısıyla 2016 yılı Hattuşaş için önemli bir yıldır.
Çorum’un gelişimi için turizmi önemsiyoruz ve turizm için de kültürün yerinin farkındayız. Valiliğimizin hazırlamış olduğu program çerçevesinde büyükelçilerimiz için bir dizi etkinlik gerçekleştirdik. Hattuşaş ören yeri, Hitit surları, Yer Altı Geçidi, Saray ve Tapınaklar, Yazılıkaya Açıkhava Tapınağı ile Alacahöyük ören yeri ve kültürel zenginliğe sahip müzelerimizi büyükelçilere tanıttık. Bizim amacımız Çorum’un bir turizm destinasyonu olması ve sürdürülebilir turizm çalışmaları ile yerel halkın ekonomik kalkınmasına katkı sağlamak. Kız Meslek Lisesinin hazırlamış olduğu Hitit kıyafetlerini bir defile ile büyükelçilerin beğenisine sunduk. Ayrıca yine Hititler’den günümüze kadar ulaşmış çok önemli yemeklerimiz var. Bu yıl AB Seçkin Destinasyonlar Yarışmalı Projesinde Gastronomi alanında Çorum ilk üçe girmeyi başardı. Keşkek yine UNESCO Somut Olmayan Miras Listesinde yer alıyor. Kısacası Çorum tam bir UNESCO Kültür Kenti. Arkeoloji, kültür, yemek, doğa yürüyüşü ve önemli dini şahsiyetlerin ziyaretleri ile her kesimden ziyaretçinin ilgisini çekecek bir şehir. El sanatları açısından taş ve ahşap oymacılığın önemli bir merkezi ve Türkiye’nin en güzel müzelerinden birine sahip. Zamanla gelişmiş bir sanayi şehri olmasının yanında bir turizm destinasyonu da olmasını istiyoruz ve bu idealimizi gerçekleştirmek için yoğun mesai harcıyoruz.
BARIŞ VE HUZUR
En önemlisi de dünyadaki savaşların son bulması için Büyükelçilerle birlikte Büyük Mabet’teki dilek taşına ellerimizi koyarak ‘BARIŞ’ diledik. Bölgemizde süren savaşların ve terör olaylarının sürdüğü bir dönemde ‘BARIŞ VE HUZURUN’ ne kadar önemli olduğunu hep birlikte vurguladık. Özellikle ‘Türkiye’de terör var, gidilemez’ psikolojik baskısına ülkemizin güvenlikle ilgili bir sorunu olmadığını büyükelçilerle birlikte teyid ettik. Ülkemiz en az Londra kadar, en az Brüksel kadar, en az Paris kadar güvenlidir. Bunun dışındaki spekülatif haberler tamamen psikolojiktir. Çorum’da oldukça güzel vakit geçiren Büyükelçiler sadece turizm alanında değil ‘biz aynı zamanda Çorum’un sanayisini de görmek istiyoruz’ dediler. Ülkemizin turizmine sekte vurmak isteyenler algı operasyonlarıyla bu süreci yürütmek istiyorlar. Ancak görünen gerçek Büyükelçilerin bu algılara itibar etmediği ve izlenimlerini kendi ülkelerine aktaracakları yönündedir. İnanıyorum ki tam da en çok ihtiyaç duyduğumuz zamanda Çorum’la başlayan bu etkinlik tüm ülkemize pozitif olarak yansıyacaktır.”