Yine çıktılar sahneye.. Her olayı fırsat bilip kafa gösteriyorlar.. Bu defa deprem vesilesiyle gördük kendilerini.. Deprem bahane, ne olsa aynı pisliği yapacaklardı..
***Deprem İzmir’i vurmuş ya.. İzmir’de içki içiliyormuş. İzmir’de türlü ahlaksızlıklar yapılıyormuş.. İzmir’de yaşayanlar bu afeti hakketmiş. Hatta, yapıp ettikleriyle böyle bir felaketi çağırmış.. !! İzmir olduğu için sözler böyle.. Van’da yaşandığında ona göre başka zırvalıklar dinliyorduk. Yerine, yöresine göre değişiyor bu ahlaksız çıkışlar.. Kenardan ‘oh olsun’ diye sevinen çukur zihniyetler.. Size söyleyecek söz bulamıyorum..
***Kuşkusuz Allah’tan gelen her şey bizim için imtihandır. Kuşkusuz almamız gereken dersler var çıkarmamız gereken sonuçlar var.. Hiç şüphe yok ki, eğer bir felaket yaşanıyorsa bir nedeni var.. Ama o, bu değil.. Galerisini daha büyük yapmak için taşıyıcı kolonları kesen esnaf.. Zeminin alüvyon olduğunu bile bile apartman diken müteahhit.. Çeşitli eksikleri ya da yetersizliklerine rağmen o binanın inşa edilmesine izin veren idare.. Elbette bir cezayı hak ediyor.. Bu ceza burada adli yargılama sonucu verilecek bilmem hangi ceza. Emaneti teslim ettikten sonra hesap gününde Rabbim’in vereceği bilmem hangi ceza!..
***Peki a be alçak.. A be ahlaksız.. “Lütfen beni bırakma Abi” diyen Günay... “Hayatta tutunacak tek dalımı, annemi kaybettim” diye feryat ettikten bir süre sonra hayatını kaybeden Buse.. Doğanlar apartmanında dört çocuğuyla 20 saat yaşam savaşı veren Seher Anne.. Bacaklarına kolon düştüğü için ‘artık dayanamıyorum’ diye ağlayan Rıza Bey Apartmanındaki dünyalar güzeli İnci.. Suların yükselmesiyle boğularak şehid olan 86 yaşındaki Fatma Teyze.. Bunlara neyin cezasını kesiyorsun? İstanbul Erkek Lisesi 10.sınıfa giden Ege öldü o afette? Aşağılık adam. Ege’nin suçu neydi peki sana göre? Bu masum insanlar neyin bedelini ödüyor?..
Sadece bu kışkırtıcılar değil elbette.. İzmir’e gidip enkazda çalışmalara bizzat katılan bakanlara nefret kusan alçaklar sürüsü.. “İzmirliler depremi hakketti” diyen provokatörden ne farkın var? Vatana ihanetten hakkında yakalama kararı olan bir firari, Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli’nin deprem alanındaki çalışmalarıyla dalga geçmİş aklınca.. Bu alçağı adam zanneden genç kuşak bilmez. Bunun, evinden çıkmadığı Bülent Ecevit, 99 depreminde bakanlarına ulaşıp kabineyi toplayamamıştı. “Kimseye telefonla ulaşamıyorum, sizin aracılığınızla çağrı yapayım bakanlarım Ankara’da toplansın” demişti NTV kamerasına.. Şimdi enkaz alanında depremzedeye moral veren bir devlet var. ‘Her şey çok iyi çok güzel’ demiyoruz elbette. Ama bakanlarımızın enkaz başında sabahladığı görüntülere de kimse kusura bakmasın laf söyletmem yani..
***NOT : yazıyı kaleme aldığım dakikalarda İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu, eşi ve kızının koronavirüse yakalandığını öğrendim. Rabbim’den Soylu ve ailesi için şifa diliyorum.. Çabuk atlatın Sayın Bakanım. Daha çok işi var memleketin.. Dualarımızdasınız..