Fethullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) firari liderlerinden Ekrem Dumanlı’nın 31 Mart seçimlerine yönelik yayınladığı videoyu seyredince, 6 Mart’ta yayımlanan “Herkes için bekâ meselesi” başlıklı yazımda sorduğum soruları hatırlatma gereği duydum.
İlk önce, terör örgütünün medya yapılanması lideri Dumanlı’nın neler söylediğini sizlere aktarayım: "Her bir oy diyor ki, biz artık seni istemiyoruz. Biz masum insanlara bir günde terörist yaftası vurulmasını istemiyoruz. Arkadaş düş yakamızdan. Ve bu zulüm dönemi bir an önce defolup gitsin. Bu müsibet, bu heyûlâ defolup gitsin. Sandığa gidebilenler sandığa gitmeli. Eli kalem tutanlar yazı yazmalı, konuşabilenler konuşmalı, tâ ki bu karanlık dönem bir an önce sona ersin, aydınlık gelsin."
Terör örgütünün firari liderlerinden Dumanlı, kendileri için “karanlık dönem” olarak nitelediği dönemin sona ermesi için militanlarına sandığa gitme çağrısı yapıyor. İnsanların banyo yaparken görüntülerini çekmekten, şantaj için kadın göndermeye, düşman gördüklerini medya-polis-savcı-mahkeme kumpasıyla zindanlara atmaktan, İslâm dininin esaslarını bozmaya mâtuf projelerin taşeronluğunu yapmaya, halkı savaş uçakları ve tanklarla katledip Anadolu’yu bir gecede işgale hazır hâle getirmeye kadar binbir melâneti işleyen terör örgütü mensubu militanlara “terörist” denilmesine içerleyen Ekrem Dumanlı da 31 Mart’taki seçimin sadece bir yerel seçim olmadığının farkında!
Bakın HDP/PKK’lılar da 31 Mart’ın sadece bir yerel seçimden ibaret olmadığının farkındanlar. HDP/PKK’lı yöneticilerin bu hususta yaptıkları açıklamaları daha önceki yazılarımda sizlere aktarmıştım. Şimdi yeni bir hâdise üzerinden misâl vereceğim. Vereceğim misâl HDP/PKK tabanının ne düşündüğünü ve şer ittifakına nasıl sahip çıktığını göstermesi açısından da mühim. Şer ittifakının Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş katıldığı bir televizyon programında HDP’liler için, “Onları topluma kazandıracağız” demesiyle ortalık kısa süreli karıştı ama sonra niçin bir araya geldiklerini hatırlayıp öpüştüler! İşte bu kısa süreli karışıklıkta HDP/PKK’lılar bir yandan Mansur Yavaş’a tepki gösterip bir yandan da birbirlerini sakinleştirmeye çalışıyorlardı. Peki hangi sözlerle birbirlerini sakinleştirip şer ittifakı üzerine birbirlerini motive ediyorlardı? Yazayım: “Mansur’un kazanması için Mansur’a oy vermeyeceğiz, Tayyip’in gitmesi için Mansur’a oy vereceğiz”.
Tam yerine denk geldiği için müsaadenizle 6 Mart tarihli “Herkes için bekâ meselesi” başlıklı yazımda sorduğum soruları tekrarlayım: “Mezkûr terör örgütlerine kimler hangi güvenceleri verdi ki terör unsurları umutla 31 Mart akşamını bekliyor? Terör örgütlerinden cezaevlerindeki teröristlere gönderilen “31 Mart’a kadar sabredin, AKP gidecek” mesajının gerçek sahipleri kimler?
Evet, terör örgütlerine kimler hangi güvenceleri verdi? Bu sualin cevabını Şer ittifakında yer alan siyasi partiler halka vermeli. CHP mi, İP mi, HDP mi, Saadet mi?
Neden terör örgütleri AK Parti’nin iktidardan inmesini dört gözle bekliyor? Neden terör örgütleri 31 Mart seçimlerini kendileri için bekâ meselesi görüyor?”
15 Temmuz’dan önce “Ne FETÖsü ya” diye dalga geçen ahmakların şimdilerde “Ne bekâsı” diye dalga geçmelerine aldanmadan mezkûr sorulara aklıselimle verilecek cevaplar bizi doğruya götürecektir!