Beklenen mesajı hep birlikte dinledik ve hep birlikte bir İLK’e şahit olduk... Lafı dolandırmaya gerek yok, bu satırları yazdığım dakikalarda YENİ BİR TÜRKİYE var!
Sevgili dostlar, mesaj “kimin” tartışmasına odaklanmak ve burada zaman kaybetmek yerine “bir sürecin” doğurduğu mesajın algılanan detaylarına girmek ve maddeler halinde “önemli bulduğum” bölümleri açmak istiyorum;
1- “Emperyalist, ve bizi ayıran kapitalist düzen ve son 100 yılda bu topraklarda yaşayanlara yaptıkları” vurgusu çok iyi anlaşılmalı. Bu detay “Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan özellikle 1946’dan sonra” neden “hepimizi” kucaklayamadığının” elitist düzenin “diğerlerini” nasıl ötekileştirerek dışarıda bıraktığının özeti. Daha açık yazayım; 1946 sonrası Küresel Yerleşik Düzen ve içerideki uzantılarının “siyasi-sosyolojik-ekonomik” manipülasyon dalgalarında boğulan Türkiye, asla ama asla “gerçek sorunlarına” eğilemedi. Öyle bir düzen kuruldu ki; 5.000 kişinin ülkenin” sahibi olduğu” diğerlerinin hangi kökenden olursa olsun ezildiği, varlıklarının emildiği ve “bölünme yalanı” altında baskı altında tutuldukları mengene ortaya çıktı. Bu mengene öyle bir çalıştı ki; ne birey ne de insan olmamıza, ekonomiden-sosyolojik dinamiklere kadar haklarımızı bile bilemediğimiz sistem hayata geçti. Devlet ve siyasetçiler “dış-iç odaklar” tarafından yönlendirilirken, “bu rota dışına çıkmaya çalışanlar” DARBELER ile fiziken yok edildi. Tek bir kazanan vardı; 5.000 kişiden oluşan “elitist yapı” ve onların dış uzantıları... Soruna “Kürt odaklı” değil, herkesin “kendi olamadığı” noktasından bakarsak, herkesin “bir alanda” mutlaka YERLEŞİK YAPI tarafından ezildiği detayını görebiliriz... Bu noktada İngilizlerin “Cumhuriyet’i öyle bir yönlendirelim ki; Musul-Kerkük dışarıda kaldığı gibi bu ülkenin insanı binlerce yıllık maddi-manevi bağlarından kopsun ve asla Orta Doğu ve Orta Asya’ya bakamasın” tezi “nasıl oyuna geldiğimizin” anlaşılması açısından çok önemli...
2- “Bizi ayıran kapitalist düzen” vurgusunun bir önemi daha var. Bu ayrışmaya ve “bizi ezen” bu düzene karşı “KÜRT KÖKENLİ” her birey için “verilecek savaşın” çatısı Türkiye Cumhuriyeti Devleti! Sadece bu topraklardaki Kürtler için değil, coğrafyamıza yayılmış her Kürt unsurunun ağabeyi Türkiye Cumhuriyeti Devleti! Bu yapı altında bizler birlikte “uyanacağız, aydınlanacağız” ve ilk etapta ülkeyi “tam olarak” kurtarıp sonrasında bölgeyi bu düzenden temizleyeceğiz... Daha açık yazayım; bize özgün YENİ BİR DÜZEN kuracağız!
3- “Orta Asya’dan-Orta Doğu’ya İslam bayrağı altında yeni bir kucaklaşma” ana mesajın bence en önemli detaylarından biri. Bu cümle kendini “Türk Milliyetçisi” olarak tanımlayanların da yüzyıldır söylediği ana tez ile tam kesişiyor. Ortak bir paydamız var ve “etnik etiketlemeyi” bırakıp, bu bayrak altında “manevi bir bütünlük” oluşturalım çağrısı, bugün Türkiye’de “ben bu ülkeyi seviyorum, etkili olmasını istiyorum” diyen herkesin altına imza atabileceği bir cümle...
Sevgilli dostlar, tekrar ediyorum; “mesajın tek bir sahibi yok”! Bir SÜREÇ sonunda ortaya çıkan bir SENTEZ! Bu detayı çok iyi algılamalı ve bu topraklarda, Orta Asya’dan Orta Doğu’ya hatta Afrika’ya kadar “herkesi” kapsayan tezi çok iyi tarif etmeliyiz. Bu mesaj “Örgüt’ün, liderinin veya uzantılarının” değil “BENİM, SİZİN, HEPİMİZİN” mesajı! Yıllardır verdiğimiz, konuştuğumuz, yapmaya çalıştığımız ÖZ!
Sonuç: Bu ülke toprakları ve çevresi 1900’lerden sonra “EMPERYAL YAPILAR” ve uzantıları tarafından işgal edildi, insanları ezildi, sömürüldü. Şimdi 2000’li yılların başında birlikte BÜYÜK UYANIŞ sürecine girdik ve dün yaşananların bu sürecin emin olun sadece “bir halkası”! Yeni Bir Dünya ve Yeni bir Coğrafya ortaya çıkıyor, lütfen resme büyük bakalım... Hayırlı olsun...
Not: O bölge insanının da mesajı çok iyi analiz etmesi ve anlaması gerekli. Alanda Türk bayrağı olmaması “anlaşılması” detayında üzücü bir nokta fakat zamanla özellikle anlaşıldıkça sorunların aşılacağını düşünüyorum...