Ellerin duaya kalkacağı bu mübarek Mevlid Kandili’nde ellerini kana bulayanların ellerini Ebu Leheb’in ellerini kuruttuğun gibi kurut Allah’ım. Yazıma bu duygularla başlamak zorunda kaldım. Bizim için canlarını verip şehit olan polislerimizin mekanı cennet olsun. Yaralananlara da acil şifalar diliyorum.
Türk Telekom Arena’da taraftarların, futbolcuların, yerli yabancı herkesin “Çevik Kuvvet” polisimizi bağrına basması benim gibi birçok insanın göz yaşı dökmesine sebep oldu. Hep böyle dosta düşmana teröre karşı tek yumruk olalım. Birlikteliğimiz devam ettiği müddetçe Bu ülkeyi bölemeyecekler, bunu iyi bilsinler.
Gelelim maça. Galatasaray 12’de Yasin’le golü erken buldu. Sarı-Kırmızılılar’ın ilk 20 dakikada Gaziantep’e üç yüzde yüz gol pozisyonu vermesi, Galatasaray’da savunma olgusunun en zayıf karnı olduğunu kanıtlarken, “Ya Muslera olmasa”sorusunun gündemden düşmeyeceği ortada. G.Saray oynayan değil de, rakibinin oynamasına izin veren, ne ön, ne ortada ne de geri dörtlüde istenilen takım savunmasını yapmayan bir görüntü verdi. Yasin ve Bruma topla iyi işler yapıyor ama topsuz geri dönüşleri ve savunmaya katkıları az olunca, bekler Linnes ile Carole istenilen ölçüde hücuma katkı yapamadı. Son 6 haftada en çok gol yiyen iki takımdan biri olan Antep’in 13 haftadır bu kadar gol pozisyonunu G.Saray maçında bulması onları da şaşırtmıştır. 2. yarı Galatasaray tempoyu arttırdı yine Yasin’le 2. golü buldu ama savunma zaafından El Yasa’nın golüne mani olamadı. Yasin golleri üçlerken, Cim-Bom maçı kazanıp Başak- şehir ve Beşiktaş’la farkı 3’e indirdi ancak futbolu ilerisi için ümit verici olmadı.