Çok kötü bir Trabzonspor çok da iyi bir Fener izledik. Fenerbahçe, Bate maçından yorgun döneceğini düşünerek ‘Trabzon deplasmanında temposu düşük yavaş futbola özen gösterir’ diye beklerken tam tersine takım halinde çok koşan, oyunu önde kabullenen savunmadan topu iyi çıkartan mükemmel bir Fener vardı. Daha maçın hemen başında Webo, kaleci Onur’la karşı karşıya mutlak bir golü kaçırırken gol kurtarışını yapan da Onur’du. Trabzonspor zaman zaman akınlar geliştirip, Fener kalesine geldi ama gol yollarında başarılı olamadı. Fenerbahçe’yi bu maçta skora koşturan Trabzonspor’un oyuncusu Bamba’ydı. İlk önce kendi kalesine golü atan, sonra da Cristian’ın gollük şutunda topun sırtına çarpmasıyla ikinci Fenerbahçe golüne katkı sağlayandı.
Fenerbahçe’de Emre Belözoğlu’yu süper bir nitelikte alkışlamak isterim. Ayağındaki her topu mükemmel kullandı. Oyunun temposunu ayarlayan kişiydi. Emre, takımı adına sanki orkestra şefi gibi yönlendirerek, topu ayağa oynayarak olabildiğince sakin ve de arkadaşlarını skora koşturan isim oldu. Mehmet Topal ve Cristian Baroni de bu oyuncuya uyum sağlarken, Gökhan Gönül’ün ikinci yarıda atmış olduğu üçüncü Fenerbahçe golünde de asisti yapan oyuncu Cristian Baroni’ydi...
Trabzonspor’u şaşkınlıklarla izledim. Bu kadar olumsuz, bu kadar mazisini inkar eden bir futbol sergileyeceğini rüyamda görsem inanamazdım. Bu takım nasıl bu hallere geldi. Yazık günah değil mi bu Trabzonspor seyircisine. Fenerbahçe skora giden golleri leblebi gibi Trabzonspor kalesine atarken, Trabzon seyircisi de çileden çıktı. Çünkü kendi takımları iyi futbol oynamadığı gibi, Bamba adında oyuncusu da rakip Fenerbahçe’ye yardım eden isim oldu. Fenerbahçeli bütün futbolcuları sergiledikleri futbolu yürekten alkışlıyorum. Hatasız oynadılar, hepsi birden. Analarının ak sütü gibi de Trabzon gibi zorlu bir deplasmandan goller atarak 3 puanı aldılar. Böylesi bir Fenerbahçe’yi futbolundan attığı gollerinden dolayı kutlamak istiyorum.. İşte Fenerbahçe bu bence... Hep de böyle olmalı.