Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kampanyasının mottosu 'helalleşme'. 2023'e giderken herkesle helalleşilmesi gerektiğini söylüyor. Vaktiyle devletin yahut kendini devlet zanneden yapıların zulmettiği kesimlerle. Kim varsa burada mağdur olan. Kürt olduğu için, Alevi olduğu için, Ermeni olduğu için, dindar bir Müslüman olduğu için mağdur edilmiş kim varsa helalleşmek. Bu yaklaşım elbette alkışı hak ediyor. Elbette kim haksız yere zulme uğramışsa, canı acımışsa, kalbi kırılmışsa devletin yapması gereken onun gönlünü almaktır.
**
Erdoğan siyasetini yakından izleyenler bilecektir ki, AK Parti de kuruluşundan bugüne önceliğini buna vermiştir. Katsayısı probleminden tutun da başörtüsü zulmüne kadar, azınlık vakıflarının mallarının iadesinden tutun da Kürt sorununa kadar, Dersim trajedisinden tutun da Alevilerin ibadet hürriyetine kadar bütün problemli alanları tek tek temizleye temizleye bugünlere geldi Recep Tayyip Erdoğan... Mağdurlarla helalleşti, suçlularla hesaplaştı. Tavrı tam da buydu Erdoğan'ın... Şimdi benzer bir söylemi Kılıçdaroğlu dillendiriyor. Ama ortada ciddi bir fark var... Helalleşme listesi oluşturulurken karşımıza bambaşka bir arıza çıktığını görüyoruz. İşte o arıza sağlıklı karar almanın da önüne geçiyor.
**
Son birkaç gündür CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun başına gelenlere bir baksanıza. Kadroları aldı kendisini, 'şehit asker' diye, DEAŞ'ta örgüt içi infazda öldürülmüş bir teröristin evine götürdü. O evden çağrı yaptı Kılıçdaroğlu; "Milli Savunma Bakanlığı bu olay hakkında neden açıklama yapmıyor?" diye... Böylesine vahim bir hatayı da Kılıçdaroğlu; "helalleşme" adına yaptı kuşkusuz. Peşinden bir kahraman vatan evladımızı şehit verdiğimiz terör saldırısını gerçekleştiren teröristin, CHP'nin bir raporunda "haksız yere tutuklu bulunan gazeteci" olarak gösterildiği ortaya çıktı. Sadece bu rapor da değil. Raporu teyit eden Kılıçdaroğlu'nun yakın zamanda yaptığı bir grup konuşması yeniden servis edildi. Orada diyor ki Kılıçdaroğlu;"...Diyarbakır'dan 20 gazeteciyi tutuklayıp alıyorsun. Niye içerdeler? Hangi gerekçeyle içerdeler. Yine aynı şekilde Evrensel gazetesi tam 1.000 gündür Basın İlan Kurumu'ndan ilan alamıyorlar. Niye ilan vermiyorsun kardeşim?..." Bu da helalleşme başlığı altında görülüyor ne yazık ki. Bir de elbette KHK'lılar çıkışı var. Açık taahhüdü Kılıçdaroğlu'nun... "...açığa alınan tüm KHK'lı memurlara hakları iade edilecek ve devlet tarafından tazminat ödenecek..." diyor. Kime? "...Tamamına..." İçlerinde PKK'lılar var FETÖ'cüler var. Cümle terör örgütleriyle iltisakı nedeniyle kamudan uzaklaştırılmış olanlar var... Kılıçdaroğlu, "bunlarla da helalleşelim" niyetinde...
**
Sayısız daha örnek verebiliriz... İşte ittifak ettikleri CHP'li belediyelerde kritik noktalarda görev yaptığı anlaşılan PKK'lılar ortada. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde de Mersin'de de. Anlayacağınız, herkesle helalleşeceğiz diye teröristlere devletin kapılarını açma hevesinde Kılıçdaroğlu.. Bakın buna bu millet asla ve asla izin vermez. Evet FETÖ'nün kumpasları döneminde mağdur edilmiş askerlere sahip çıkalım. FETÖ ile mücadele sırasında iftiraya kurban gitmiş olanlara da. Ama önce neyin ne olduğunu bir anlayalım... Bugün, "bütün KHK'lıları yeniden devlete alıyorum" demekle, "bu devletin anahtarlarını bir uluslararası konsorsiyuma devrettim" demek arasında hiç fark yok... Tüm bu manzaraya bakarak şunu açıkça söyleyebiliriz; 2023 seçimleri "milli" olanla "emperyalizmle kol kola olanlar" arasında geçecek. ...Tercihinizi ona göre yapın.