Akhisarspor deyince aklıma, önce ‘ayağını yorganına göre uzatmak’ geliyor. Ama bu kadar değil. Yapabileceği kadarının çabasını sürekli göstermek de gelmekte. Az para ile üretebilecek en çok işi üretmenin sınırsız çabasını harcıyorlar. Bir başka tanımlama yaparsak, örnek bir kulüp durumundalar. Saygıyı hak ediyorlar.
Beşiktaş da tarihsel gelişimi ile birlikte sonuçlarla da kazandığı büyüklüğünü taşıyarak yürüyor iki yıldır. Ancak sahalardaki sonuçları olanakları paralelinde değil. Dün umulanın altında kaldı gene.
Evinde aslan kesilen Akhisar’a karşı, çekinmeden tempolu girişti mücadeleye. Hücum üstünlüğünü eline aldı. Ama bu açık olumlu görüntüsüne karşın gizli bir eksiği vardı. Hücumda topu çabuk kullanmıyordu. Kimi zaman topu kazandığında oyunu durdurup, adeta yeniden kurgulamak için bekletiyordu! Bu Akhisarspor’un iki yönlü işine yaradı. Önce iyi kapanıp, savunma yapısını sağlamlaştırdı; sonra Beşiktaş’ın açılmış durumunu ve hatalarını iyi kullanıp ilk 45 dakikada üç gol attı!
Beşiktaş’ın ilk iki golü de rakibini açık yakalayabildiği zamanlarda oldu. Ama Beşiktaş bunu gördüğü halde topu çabuk kullanarak, rakibini avlamaya yönelik ataklara çok az başvurdu. Hakemin, ilk yarının uzatmasının bitmesine bir saniye kala verdiği korner kararında topu kullandırması doğaldı. Ancak, uzatma bitiminden 40 saniye sonra Akhisar atağında topa vurulmasını beklemesi onun için kötü nottu. Maçın başında Beşiktaş’ın beklentisinde penaltı verse de vermese de aynı tepkiyi alırdı. 63.dakika içinde iki tarafın da penaltı beklediği pozisyonlarda belki Beşiktaş’ın ki verilebilirdi. İkinci yarıda Beşiktaş’ın beraberliği erken bulması, iki tarafı da daha çok hücum oynayarak maçı kazanmaya yönlendirdi. İkisi için de artık hücum yolları iyice açıktı. Mücadele bu yüzden bir ara Rus ruletine döndü. Beşiktaş’ta yorulmaların daha çok olması giderek baskı yemesine yol açtı. Biliç, çok koşan ama o oranda iş üretmeyen Olcay’ın yerine Kerim’i, oldukça tempo yitiren Oğuzhan’ın yerine Atiba’yı sahaya sürünce üstünlüğü ele geçirdi, ama buna kalite katamadığı için gole ulaşamadı. Mücadele de iyi takım için de iyi olduğu kadar, iyi olmayanlar da vardı. Onları sonuca bakarak alkışlarken bunu unutmamak gerek.