Şampiyonlar Ligi’nde böylesine bir ilginç maç izlemedim. 3-0 Madrid’te kaybetmiş bir Galatasaray, kendi evinde Arena’da teslimiyete değil; kazanmaya özen gösteren bir hırs ve ihtirasla tüm futbolcularını sahaya süren bir Fatih Terim vardı... Turu kaybeder, kazanırsın. O farklı bir şey... Galatasaray’ın attığı goller, Real Madrid’in ilk maçta attığı gollerden çok daha anlamlı ve daha lezzetliydi. Ben Galatasaray kazanır, kaybeder; turu atlar, atlamazda değilim. Özellikle ilk yarıdaki Galatasaray’ın bu kadar hırslı, ihtiraslı ve kazanma adına sahaya yansıttığı futbola koskocaman alkış tutmak istiyorum.
Helal olsun diyorum...
Turu geçse de geçmese de helal olsun...
Şampiyonlar Ligi’nde böylesine şahsiyetli futbol sergileyen futbolculara kim ne diyebilir ki?..
Evet doğru... Maçın başında Ronaldo’nun bir kenardan gelen orta topuna attığı golle çok farklı bir avantajı sağlamasına rağmen Galatasaray’da özellikle Eboue’nin attığı gol, arkasından Sneijder’in skor tabelasını 2’ye çıkardığı gol ve de Ünal Aysal’ın pastasındaki çileği Drogba’nın topuk golüne şapka çıkartmak isterim.
Yazık günah... Evinde bu kadar şık goller atacaksın ve elenip gideceksen, bir sonraki tura çıkamayacaksan bu futbolla, sadece Galatasaraylılar değil, yurdum insanı da elbet de üzüldü. Onlardan bir tanesi de benim. Fatih Terim’i Galatasaray’ın içindeki ve dışındaki insanlar sevmeyebilir. Bu maçta Galatasaray elenmiş de olabilir. Bir üst tura çıkmamış da olabilir. Ama Fatih Terim gibi fenomen bir teknik direktöre Ünal Aysal’ın sahip çıkmamasını asla ve asla görmek istemem. O bir fenomen... İşte Real Madrid karşısında Arena’da oynanan ikinci yarıdaki futbola, futbolcu değişikliklerine 10 puan veririm Fatih Terim’e... Dünyada 3-0’dan sonra herhangi bir takım, kendi evinde de olsa kendi evinde de olsa bu skoru kazanabilmesi için, turdan uzak kalmak adına bile olsa bütün üst düzey yöneticiler böyle bir hocaya sahiplenir ve kabullenir.
Bu Galatasaray, kendi evinde bu skorla turu geçemiyorsa; onları yerden yere vurmak yerine alkışlamak gerekir diye düşünüyorum.