Dün gece Galatasaray, bütün izleyenlere futbolun nasıl oynanacağını gösterdi. “Mancini’den teknik direktör olmaz, Eboue antrenmana bile alınmaz, Sneijder top oynamıyor” gibi ahkam kesenler dün geceki maçı izlemişlerse herhalde utançlarından kıpkırmızı olmuşlardır.
Terim sonrası Sneijder, gerçekten ne kadar önemli bir futbolcu olduğunu sergilemeye başladı. Demek ki sorunu hocaylaymış... Tabi bunu anlamak mümkün değil. Profesyonel futbolcu işine bakar, o kadar. Gene de Sneijder’in sahalara dönüşünü ayakta alkışlamak gerekir.
Bruma’yı Galatasaray’a kim getirmişse, ona camia da taraftar da teşekkür borçlu. Bu kadar iyi bir futbolcuya, herkes hasretti sanırım. Dün gece Bruma’yı seyredenler, parmak ısırmış. En azından Ribery’yi hatırlamıştır. Drogba ne isterse istesin, G.Saray onu verip, onu takımda daha birkaç yıl tutmanın yollarını aramalı. Adam, bütün futbolculara moral veriyor. Burak gol kaçırınca yanına gidiyor, sırtını sıvazlıyor ve üzülmemesini söylüyor. Bu arada Drogba attığı golle tek başına F.Bahçe’nin Şampiyonlar Ligi’ndeki durumuyla aynı düzeye geldi. Bu da başlı başlına büyük bir başarı..
Eboue ve Melo sahanın en iyileri arasındaydı. TFF’nin 6+0+4’lük kararı en azından böylesine müthiş bir takımı izlemek zevkinden mahrum ediyor seyirciyi.. Ve takımlarımızın elini kolunu bağlıyor. Şampiyonlar Ligi’ndeki rakiplerimiz, istedikleri futbolcuları oynatabilirken bizler bu akıl akılmaz karar yüzünden eli kolu bağlı çıkıyoruz sahaya...
Dün gece ilk 45 dakikada Galatasaray başta Kopenhag olmak üzere herkese önemli bir futbol dersi verdi. Nasıl toplu savunma yapılır, toplu hücuma çıkılır ve pres yapılır. Bunlar futbolun temel kuralları.. Galatasaray bunu fazlasıyla yaptı.
Maçın ikinci yarısında 3 golün verdiği rahatlıkla Sarı-Kırmızılılar, maçı biraz rolantiye aldı. Galatasaray, emin adımlarla yoluna devam ediyor. Galiba dananın kuyruğu İstanbul’da oynanacak Juventus maçında kopacak.