Batıcı Gezi ayaklanmasında, Fethullahçı Terör Örgütü’nün medya unsurlarından Zaman’da, o dönem Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan’ın aklî melekelerini yitirdiğini ve akıl hastanesine kapatılması gerektiğini yazmıştı.Terör örgütünün televizyon kanalında da, teröristbaşı F. Gülen’e “terörist” diyenlerden hesap soracağını heyecanlı heyecanlı anlatıyordu Şahin Alpay.
Hayatı zikzaklarla geçmiş bir isimdi Ali Bulaç. Zıplamadığı dal kalmamıştı. En sonunda FETÖ’nün dalına konmuş, ekmeğini kazanıyordu!..(Kendisini cezaevinde ziyaret eden illegal Basın Konseyi’nin Başkanı Pınar Türenç’e Ali Bulaç, cezaevinde olduğundan kitaplarının satılmadığını ve maddi kaybının aylık 20 bin avro olduğunu söylemiş. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurduğunu ve 1 milyon 620 bin TL tazminat kazanmayı beklediğini de sözlerine eklemiş Bulaç. Gördüğünüz üzere Bulaç ekmeğinde!..15 Temmuz gecesi Müslüman Anadolu halkı bombalanmış, tankla ezilmiş Bulaç gibiler için hiçbir mânâsı yok. Hayaller AYM’den tahliye AİHM’den tazminat, gerçekler Silivri Cezaevi!..) Bosna üzerinden Türkiye’ye NATO işgali tehdidinde bulunuyor, ABD’yi anavatan ilan ediyordu.
Bu iki isim, terör örgütü mensubu olmak suçlamasıyla hâlen Silivri Cezaevi’ndeler. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapıp, hak ihlaline uğradıklarını iddia etmişler. AYM de Alpay ve Bulaç’ı haklı bulup tahliyelere karar vermiş. 2 FETÖ sanığının avukatlarının tahliye taleplerine değerlendiren yerel mahkemeler, kendilerine kararın henüz ulaşmadığından tutukluluğun devamına karar verdiler. Gece vakti, mesainin bitmesinin üzerinden saatler geçmesine rağmen Anayasa Mahkemesi’nin ışıkları yanıyor, interneti çalışıyordu! AYM Twitter hesabından, aldıkları kararı internette yayınladıklarını duyurarak 2 FETÖ sanığının serbest bırakılması için yeni bir hamle yaptı.AYM’nin ‘hukuku tesis etmek’ için gösterdiği çaba göz yaşartıcıydı! Gazetemizin Cumartesi günkü manşetinde de vurgulandığı üzere, Şahin ve Alpay’ı avukatları bile böyle savunmamıştı.
Ertesi gün AYM’nin kararı ellerine ulaşan yerel mahkemeler, AYM’nin görev gaspı yaptığını belirterek 2 FETÖ sanığının tutukluğunun devam etmesi yönünde karar aldılar. AYM kararıyla umutlanan FETÖcüler ve diğer Batıcılar’ın hevesi kursaklarında kaldı. Önümüzdeki günlerde FETÖ ve işbirlikçilerinin yeni hamleleri gelecektir.
Mâlûm çevreler AYM kararının, hak ettiği yer olan çöpe atılması üzerine ‘adalet, hukuk’ diye çığırtkanlık yapmaya başladılar. Kimileri de, “Batı ne der” diye telâşa düştüler. Baylar bayanlar, telâşa mahâl vermeyin. Artık o eski teslimiyetçi Türkiye yok. 15 Temmuz gecesi Batı ve Batıcılar bir şey demeye çalıştılar ama Müslüman Anadolu halkıson sözü söyledi! İşte şimdilerde, ‘hukuk’ perdesinin altında yeni hamleler derdindeler ama güçleri de bu kadar!
FETÖcüler’e adalet derdine düşenlere, her daim endişeli olup ama her nedense devletin en tepesindeyken 28 Şubat mahkûmları için hiçbir zaman kaygılanmayanlara bir annenin feryadını duyurayım. Tabiî ki duyacak kalp ve kulak varsa! Hediye Özbolat, 23 yıldır cezaevinde olan 28 Şubat mahkûmu Cihat Özbolat’ın annesi. Sabah Gazetesi’ne konuşan Hediye annemizin tek isteği, ölmeden önce bir gece oğluna sarılıp uyumak.
Duyun adalet çığırtkanları Hediye annemizi: “79 yaşındayım ve ölmeden önce tek isteğim bir gece oğluma sarılıp uyumak. Önce Allah'tan sonra Cumhurbaşkanı'ndan yardım istiyorum. Hayırlısıyla çıktığını görmek istiyorum. Ben her an o gelecek diye ümit ediyorum. Cihat babasını kaybettikten bir yıl sonra 20 yaşında gözaltına alındı ve müebbet hapis cezası var. Benim oğlumu terör suçundan içeri alan FETÖ. Benim oğlum Milli Gençlik Vakfı'na giderdi. Müslüman bir çocuktu. 'Onu birahaneye taş attı' diye içeri aldılar ama olmayan, yapmadığı suçları işkencelerle kabul ettirdiler. 'Bana burada yapılan işkenceleri anlatmaya haya ederim' diyordu ve anlatmıyordu. Ona işkence yapanlar aynısını görsünler. 23 yıl oldu. 7 cezaevi değiştirdi ömrüm onun peşinde yollarda geçti. İnşallah bir cezaevi daha değiştirmeden çıkar."
Hediye annemiz gibi yüzlerce annemiz 20 yıldır çocuklarına kavuşmayı bekliyorlar. Endişelenmek isteyenler, kaygı duymak isteyenler, yıllardır süren bu hukuksuzluğun vebalinin boyunlarına sarılmasından endişelensinler, kaygılansınlar!..