Seçim bitti. Adil ve demokratik seçim ortamı ile Türkiye demokrasi dersi verdi. Israrla Türkiye’yi diktatörlükle suçlayan veya yalanları ile Türkiye’yi algı operasyonlarıyla yönetmeye çalışanların argümanlarının kasıtlı ve dağıtıcı olduğu teyit edildi. Açık ara Erdoğan ve hedefleri, halkın esas tercihi oldu. Şehir şehir, köy köy baktığımızda ise özellikle Kürt kardeşlerimizin terör örgütlerine attığı tokat, seçimin esas ana mahiyeti oldu. Bu bile Türkiye’nin sosyolojisinde nasıl bir değişim olduğunu, bölücülük üzerinden Türkiye’yi parçalamak isteyen iç ve dış mihrakların tezlerinin nasıl çürüdüğünü görmüş olduk. Tabii ki eleştiriler ve özeleştiriler yapılmalı! Seçimlerde en hoşuma giden tablo; kıran kırana geçen seçim çalışmaları sonunda, insanların sakince oylarını vermesi ve bunca rekabete rağmen itidalin bozulmaması, Türkiye olgunluğunun ve Türk Milleti’nin basiretinin göstergesi olarak tarihe geçti. 17 yıllık iktidarın vermiş olduğu dezavantaja rağmen, halen halkın desteğinin büyük çoğunlukla alınması, Beka meselesine halkın verdiği desteğin de tasdikidir. Tabii ki sorunlar ve sorun oluşturanlara da odaklanılmalı. Bu seçimlerden de tüm seçimlerde olduğu gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan faktörünün tartışılmaz önemi teyit olundu ve bu faktör ayrıca yorumlanmalı. Bu kadar baskı, bu kadar algı, bu kadar kriz üretimlerine rağmen Erdoğan, “güçlü gelecek” konulu fikriyata odaklamayı başarıyor. Nedeni çok açık! Erdoğan içinde bulunduğumuz çağın en önemli birinci lideri. Aklı ve siyaset üretme kabiliyeti ile çözüme odaklı nadir devlet adamlarından olduğu açıktır. İçeride özellikle AK Parti zeminli küskünler ise ayrıca analiz edilmeli. Küsmüşlere “neden küstü” diye tekrar küsmek yerine, küskünlerin nedenlerine bakarak yeni yol tarifi belirlenmelidir. Nitekim ki, balkon konuşmasında Cumhurbaşkanı buna özellikle değinmiş oldu. Bu manada, bu meselenin mahiyeti aydınlığa kavuşmalıdır, zannımca!
Seçimlerin esas kahramanı, yorulmadan çalışan, samimi, imanlı ve demokrat lider Erdoğan oldu. Ve bu gerçek sadece Türkiye için değil, dünyadaki odak noktalarının hedefinde olmasıyla da, dünyanın da odaklandığı bir lider.
Seçim sonucu, Erdoğan’ın liderliği ile halen ‘yükselen Türkiye’ fikrini benimseyenlerin kalıcı çoğunluk olduğunu da bize göstermiş oldu. Meseleye buradan bakmamız lazım. Türkiye; büyük güç olma ve yeniden küllerinden dirilme yolunu tercih ettiğini, “terör örgütleri ile mücadeleye devam” dediğini, küresel baskılara “hayır” dediğini, parçalanmasına asla izin vermeyeceğini ve küresel dayatmalara dirayetle siper olabilecek Erdoğan gibi zeki bir liderini sahiplendiğini, seçim sonuçları ile ispatladı. Bu nedenle, hedefe odaklanma zamanı! Açıkları yorumlamakla birlikte, hedeften sapmamak için bir an önce hedefe doğru yolun kat edilmesine bakılmalı.