Sonrası zaten çok açık; harekete geçen savaş makinesi ve artan petrol fiyatı, yükselen altın ve madenler, manipüle edilen sermaye piyasaları...Net getiri; trilyon dolarlar...
Sevgili dostlar, “küçük kareleri” bırakıp BÜYÜK RESİM üzerine odaklanmalı ve ilk etapta “Küresel kapitalizm nedir ve ne kadar vahşi olabilir” sorusuna cevap aramalıyız!
Bildiğiniz gibi Başkan OBAMA “Amerikan halkının” askeri-endüstriyel yapıya karşı “zaferiydi”! Siyah bir Başkan seçilmiş ve “savaş makinesini” durduracağına söz vermişti! Sözünü de tutu ve geçmişteki başkanların yapamadıklarını elinden geldiğince yaptı. O günlerde şu tezi ortaya atmıştım: Vietnam’da “zirve yapan” Askeri-Endüstriyel kompleks yapı asla pes etmez, kenara çekilebilir ama bir dönem sonra her türlü imkânı kullanarak ortaya çıkacaktır...
Malesef haklı çıktım. Bu yazıyı yazdığım saatlerde Rusya’da bir tren istasyonu patladı, ilk gelen bilgi 10’un üzerinde ölü var. Hareketin amacı da çok açık; savaş makinesini durdurup, ülkelerinin “YERLEŞİK YAPILARDAN” bağımsızlaşmasını sağlayan üç lideri etkisiz hale getirmek; Obama, Erdoğan, Putin...
Birlikte hatırlayalım; Amerikan devletinin ekonomik olarak “düşen notu” ve devletin “ödemeler” noktasında “İran’la görüşme öncesi” çöküşe saatler kaldı algılamasına getirilmesi dahil, Obama ve ekibini “paketleme” çalışmalarını dalgalanan piyasalar eşliğinde görünce, “O YAPININ” özellikle Amerika’da “taş gibi” durduğunu bir kez daha anladım. Amerikan kamuoyunda şimdiden konuşulanların bir özetini aktarayım: Savaş olmazsa ekonomiler ayağa kalkmaz, KALKAMAZ! Hatta şunu söyleyenler bile var; “...Obama doktrini tamamen ortadan kaldırılmalı ! Obama-Putin-Erdoğan’ın yapmaya çalıştıkları engellenmeli” ! Peki savaş nerede olmalı ? Her zamanki gibi; Orta Doğu-Asya çizgisinde !
Peki ne olacak? Bu makine nasıl çalışmaya başladı ve bundan sonra “nerede KAOS yaratacak, deneyecek?”
Sevgili dostlar, bu noktada “11 Eylül tarihine” dönmek, oradan devam etmek istiyorum...11 Eylül tarihini ‘sadece bir terör olayının olduğu gün’ olarak algılamak ve hatırlamak, “dünyanın yaşadığı değişimi küçümsemek veya görmezden gelmek” olur! İnsanlar ne uğruna öldü? Vietnam’da, Kore’de, Irak’ta ölenler ile benzerlikleri neler?
Biraz geriye gidip, ABD’de, özellikle son 60 yıl içinde gelişen ve sonuçları bütün dünyayı etkileyen ‘askeri güce’ dayalı yapı ile ‘finansal güce’ dayalı model arasındaki kavgayı hatırlamak gerekiyor. ABD’nin yaptığı askeri harcamalar, işgal ettiği topraklar, karşı çıkan başkanlar, suikastlar ve sonrasında gelen dünya düzenindeki küçük oynamalar. Bütün bu kavga, 1945-2001 arası yaşanan sürece damgasını vuran fakat bir türlü adı konamayan gizli bir güç savaşının dışavurumu: ABD’yi ve dünyayı hangi grup yönetecek? 11 Eylül, bu kavganın taşması ve 1945 sonrası başlayan süreçte, bugüne kadar birbirine kesin bir üstünlük sağlayamayan iki ideoloji arasında askeri modelin öne çıkması. Gelinen sonuç çok açık: ‘Artık kendini saklamayan’ askeri güce dayanan ‘yeni bir dünya düzeninden yana olanlar’ ve karşılarında ‘eski dünya düzeni içinde kendine yer tutmaya’ çalışanlar...
Peki bu kavga neden dışa vurdu? Eski sistem içinde “tez ve antitezler” düzenli bir şekilde yerleştirilmişti ve manyetik alan içinde kalanlar, sorgulamadan kendilerine verilen görevleri yerine getiriyorlardı. 1945 sonrası dünyanın tek hâkimi olma yoluna giren ABD ve NATO güvenlik açısından antitezi oluştururken, Sovyet tehlikesi tezi oluşturuyordu; arada kalanlar, yıllarca sistemi sorgulamadan kendilerine her söyleneni yaptı. Örnek: Sovyet tehlikesine karşı, Türkiye’nin bütün güvenlik ihtiyacı, hibe görünümü ve kredi adı altında ABD firmaları tarafından karşılandı ve iç güvenlik, siyaset gibi konular her zaman dış güçlerin manipülasyonuna açık oldu...
Sonuç 1: Yukarıda bahsettiğimiz manyetik alan, Sovyetler’in çökmesi ile dağılırken, askeri güce dayanan konseptin devam ederek güçlenmesi hatta eskisinden daha da ileri gitmesi için; yeni antitezlere, yeni düşmanlara ihtiyaç olduğu ortaya çıktı. 11 Eylül öncesinde-sonrasında ortaya atılan “medeniyetler çatışması” ve benzeri tezler, bu ihtiyaca verilen ilk cevaplardı...
Sonuç 2: Düşen altın fiyatı, 38 dolardan 157 dolara gidip dönen petrol fiyatı ve “kaos olmayınca” emilemeyen mal-can denklemi, başta Amerika’da YERLEŞİK OLAN DÜZEN ve küresel uzantılarını harekete geçirdi. Bu yolda istikrarsızlaştırmaları ve BAĞIMSIZLAŞMASINI engellemeleri gereken üç bölge var; Amerika, Orta Doğu, Asya...Buralara da bakınca ana hedefler belli; Amerikan yönetimi, Türkiye’deki İktidar ve istikrar ve Putin iktidarı...Son 1 yılda yapılanlara dikkatli bakın çok net göreceksiniz...
Sonuç 3: Bu noktada İran ile yakınlaşan Obama’nın içeride özellikle ekonomik detaylarda ve skandallar ile nasıl sıkıştırıldığını, aynı şekilde Kuzey Irak ile “ENERJİ BARIŞ HATTI”nı kurmaya çalışan Türkiye’de siyasi otorite’ye neden saldırıldığını, Rusya’daki artan sokak gösterileri ve terörü yukarıdaki bilgiler ışığında lütfen bir daha düşünün !
Sonuç 4: 1900’lerin başında kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin YENİ DÜNYA DENKLEMİ şekillenirken 2000’lerin başında birkez daha sadece kendi adına değil DÜNYA adına yeni bir KURTULUŞ SAVAŞI vermesi gerekiyor! Atalarımız yaptı, kimse şüphe etmesin BİZLER de yapacağız ! Şimdi parti, siyaset, tartışma zamanı değil, şimdi Milli İrade’ye ve geleceğimize, dünyamıza, insanlığa sahip çıkma zamanı...
Son söz: Amerika, Rusya ve Türkiye’nin yeni dünya denkleminin “3 ana merkezi” olarak, başlayan bu KÜRESEL İSTİKRARSIZLAŞTIRMA savaşına karşı birlikte dikkatli düşünmelerinde yarar var ! Devam edeceğiz...