Sivok, Escude ve Ersan sakat. Yokluklarında görev verilen Necip de öyle. İbrahim sezon başından, Dany geçen haftadan bu yana kadro dışı! Bir kadrodan savunma göbeği için 6 sorunlu adam olması şaşkınlık verici!
Çok önemli, şampiyonluk değerinde ikincilik kazandırabilecek bir maç dizisini bu gerçek altında oynamak zordu... Biliç bu kez Jones’u stoper yaptı... O yaptı da Jones o işi yeterince yapamadı. Fizik gücü zaten iyice düşmüş bir oyuncuydu. Bir de Batuhan gibi, Deniz gibi adamlar üzerine oynayınca, Beşiktaş’ın yumuşak karnı oldu.
Lige tutunmak için kazanmak zorunda olan ev sahibi Elazığ oyunun iki yanını da iyi oynamak zorundaydı. İlk yarıda topu rakibine bırakıp kapanmayı, ama kapınca çabuk çıkmayı ya da Batuhan’a uzun yüksek toplar atıp onun indirecekleriyle çabuk öne koşanları buluşturmayı amaçladı.
Beşiktaş kalabalık savunma yapan rakiplere karşı hücumlarında ‘hızlı olma’ ve yanı sıra ‘çabukluk gösterme’ silahlarını kullanamıyor. Aralara kaçanlar, topu oralara atanlar fazla olmuyor. Önde en becerikli top kullananlar, Oğuzhan ve hele Gökhan topla her buluştuklarında ne yapacaklarının planlarını önceden hazırlamış olmuyorlar. Bu da zaman kaybetmelerine yol açıyor. Atakların üretkenliğini önlüyor. Dün gene Almeida sanki takım planının dışında kaldı. Takımın düşündükleri ile onun düşünceleri çoğunlukla uyuşmadı. Elazığ’ın ilk yarı sonundaki penaltı beklentisi yersizdi. Çünkü yerden seken top Serdar’ın açık olmayan dirseğine çarptı.
Okan Buruk ikinci yarıya orta alanda Tello ile başladı, son yarım saatte de Serdar Özkan’ı oyuna sürdü. Yanı sıra takım biraz daha hırçınlaştı. Bu değişim topun giderek Elazığ’da daha çok kalmasını sağladı ve ilk yarıdaki oyun yapısını da değiştirdi. Elazığ’ın hücumlara daha kalabalık gidişi, Beşiktaş’ın karşı ataklarında daha geniş alanlar bulmasına olanak verdi. Beşiktaş hücum alanları bulmasına karşın bunları kullanmada yeterli beceri gösteremedi. Şu da gerçek ki Elazığspor da Beşiktaş da dün gösteremediklerine sahip olsalardı lig için aradıklarını çok önceden bulmuş olurlardı.