Aday listelerine bakıyorum. “Türkiyelilik” iddiaları da, “Kürtlük” iddiaları da bomboş... Üç-beş tane solcu, eski terör örgütü yöneticisi, gerilla komutanı, birkaç tane başka partilerin eskittiği tip, bir de cinsel tercihi farklı olan birileri...
Birkaç İslamcı eskisi ve başörtülü hanım da aksesuar olarak eklenmiş... Dibine kadar Marksist-sosyalist ve bir o kadar da eski Türkiye güçleriyle yol arkadaşlığı yaparak değişimin karşısına dikilmiş bir HDP var karşımızda...
Eski Türkiye’nin sahibi olarak kendilerini gören beyaz Türkler’in kabulüne mazhar olmuş bir HDP var karşımızda... HDP’nin bu aday profiliyle mi “Türkiyelilik” sağlanacak?
Güldürmeyin insanı... HDP’nin “Kürtlük” iddiası peki ne yana düşüyor?
Bu aday profiliyle nasıl bir Kürtlük davası inşa edilmek isteniyor acaba?
Bu harekete ömrünü adamış, bedel ödemiş insanlar bir kenara çekiliyor, yerlerine Dengir Fırat ve Mithat Sancar gibi isimler ikame ediliyor... Yetmiyor, Türk solunun en sekter ve tedhişçi unsurları Kürtlerin alın terinin ve kanının üzerinden meclise taşınmak isteniyor...
Hepsinin ortak özelliği şu: Çözüm sürecinin mimarı olan Erdoğan’a ve Ak Parti’ye düşmanlık. Solcu ve laikçi olmak...
İçlerinden biri var ki tamamen kişisel intikam duygularıyla hareket ediyor. Dengir Fırat’ın “Kürtlük hassasiyeti”yle hareket ettiğine Kürtler inanıyorlarsa çok yazık derim...
Dengir Fırat Erdoğan düşmanlığı için HDP’yi bir araç olarak kullanılıyor. HDP’nin Erdoğan nefreti/düşmanlığı üzerinden beyaz Türklerin makbul Kürdüne dönüşen eşbaşkanı da HDP’yi Fırat gibilerin kullanımına sunuyor.
Bu kirli siyasi alışverişin adı da “Türkiyelilik” ve “Kürtlük hassasiyeti” oluyor, öyle mi?
Kürtlerin kanı bir kez daha yabancı ve yerli statükocu güçlerin düzenleri devam etsin diye pazarlık masasına yatırılıyor.
***
HDP Eşbaşkanı Kürtler için ne istiyor? Ben duymadım şimdiye kadar. Bir duyanınız varsa beri gelsin. O Eşbaşkan HDP’nin varlık nedenini, Erdoğan’ın başkanlığını engellemeye ve Ak Parti’yi de iktidardan düşürmeye endekslemiş...
Sahi “Kürtlük davası” bunun neresinde? Diyelim ki o beyaz Türklerin ve Pensilvanya’nın makbul Kürdüne dönüşmüş eşbaşkanın dediği oldu.
Sahi bu sonuçtan Kürtlerin faydası ne olacak? Yani Kürtler ne kazanmış olacak? İhtimaller üzerinden konuşalım isterseniz... Diyelim ki HDP barajı aştı. İktidar mı olacak? Hayır! Peki sandıktan nasıl bir sonuç çıkacak? CHP tek başına iktidar olamayacak. MHP’de, HDP’de... CHP ile HDP’nin koalisyonu mu amaçlanıyor?
HDP üzerinden Kürtleri CHP’lileştirmek isteyen o eşbaşkanın böyle gizli bir niyeti mi var? Ben CHP’nin HDP ile koalisyona yanaşacağına ihtimal vermiyorum, çünkü bu durumda CHP kendi içinde bölünür parçalanır. Üstelik seçim sürecinde HDP, CHP’deki Alevi ve Kürt oyları üzerinden de bir siyaset izleyeceği için kaçınılmaz olarak karşı karşıya gelme durumu söz konusu olacak. CHP kendi Alevi-Kürtlerini HDP’ye kaptırmamak için ne gerekiyorsa onu yapacak. Ağzına geleni söylemekten kaçınmayacak.
HDP’nin AK Parti’ye anayasayı tek başına yapacak çoğunluğu sağlamak için İmralı marifetiyle seçime sokulduğundan başlayarak neler neler söyleyecekler CHP’liler... Şimdilerde HDP diyerek ağza bir parça bal sürenler de vakti geldiğinde tekrar CHP’ye yöneleceklerdir. O da bahsi diğer...
Bu seçimin Cumhurbaşkanlığı seçimine benzemediğini HDP gördüğünde iş işten geçmiş olacak elbet... CHP’nin tercihi, geçmişte olduğu gibi MHP olacaktır...
Peki CHP-MHP hükümetinde çözüm süreci ne yana düşer? Sizlere ömür... İmralı süreci biter. Çözüm süreci rafa kaldırılır.
Belki AK Parti iktidarı döneminde atılmış kimi demokratik adımlar, PKK’ye verilen “bölücü tavizler” bağlamında görülerek geri çekilebilir.
Sonrasını söylemeye dilim varmıyor... Söyler misin ey Kürt kardeşim, bu sandık sonucundan senin karın ne? Sen HDP’yi barajın üstüne çıkarayım derken kendini nasıl bir ateş hattının içine attığının farkında mısın? HDP her halukarda Kürtlere kaybettirecektir... Barajın üstüne çıksa da, barajın altında kalsa da mevcut anlayışı ve siyasetiyle Kürtlere kaybettirecektir... HDP’yi o üst akıl böyle bir işlevi olsun diye konumlandırmış bulunuyor görmüyor musunuz? Böyle olmasaydı Ahmet Kaya’nın varlığına tahammül gösteremeyen Doğan medyası ve çözüm sürecini sabote etmek için elinden geleni ardına koymayan Pensilvanya çetesi HDP’ye bu denli arka çıkarlar mıydı? Tabii Nişantaşı-Cihangir hattındaki o ulusalcı-statükocu Erdoğanfobikler de... Nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu artık anla ey Kürt kardeşim! HDP üzerinden farkında olmadan statükonun yedeğine düşürülmek isteniyorsun. Senin alın terin ve bedelin karşılığında başkalarına iktidar alanı açılmak isteniyor. Gör artık bu gerçeği diyorum...
***
Demirtaş kendince kurnaz bir taktik izliyor. AK Parti’nin tek başına iktidarın sınırında olduğundan sevinçle bahsederken HDP’nin de barajı aşma sınırında olduğunu söylüyor. Her ikisi de kandırmaca... AK Parti’nin böyle bir sorunu yok. Barajı aşabilecek sınıra yakın olduğuna dair yapılan vurgu, AK Parti Kürtlerinin siyasal tercihlerini değiştirmeye yönelik bir kandırmaca siyaseti... Göreceksiniz HDP barajı aşamayacak... HDP’nin bir ihtimal barajı aşması halinde AK Parti’ye vereceği zararı hesaplayanlar, aşmaması halinde de AK Parti hükümetine karşı yeni bir kaos planını yedekte tutuyorlar. HDP o birilerinin siyasi oyuncağına dönüşmüş bulunuyor ey Kürt kardeşim...
Sakın bu oyuna gelme...
Bu HDP’den sana zinhar hayır yok, bilesin...