Terör örgütü PKK ile iş tutacaksınız, PKK silahını seçmenin başına dayatıp, ölümle tehdit ettireceksiniz,
“HDP dışında bu mahalleye girmek yasaktır” afişiyle rakiplerinizi korkutacaksınız,
Doğu’da Kürtlere kan kusturacaksınız,
Batı’da beyazlara gülücük dağıtacaksınız,
Sorduklarında demokrat, uygulamada faşist olacaksınız,
“Kürtleri ben temsil ediyorum” yalanına dibine kadar sarılacaksınız,
Bu ülkenin geleceğini karartmak için uğraşan tüm odaklara yakın duracaksınız,
“Ağabeyiniz nerede?” sorusuna sinirlenip, “Dağda IŞİD ile savaşıyor” yalanını savuracaksınız,
Serhıldan çağrısı yapıp 52 kişinin katlinden sorumlu olacaksınız,
Sizin adamlarınız tarafından hunharca katledilen Yasin Börü’nün adını dahi anmayacaksınız,
Ak Parti’nin milletvekilleri saldırıya uğrayınca kedi, kendi büronuza saldırı olunca aslan kesileceksiniz,
“Büromuza Cumhurbaşkanı saldırdı” iddiasında bulunup, saldırgan DHKP-C’li çıkınca çark bile edemeyeceksiniz,
Savcı Kiraz’ı katleden, senin terör örgütünle kol kola gezen DHKP-C’ye yardımlarından dolayı (nasıl bir yardımsa) teşekkür edeceksiniz,
Başlamasına katkıda bulunmadığınız Çözüm Süreci’ni baltalamak için elinizden geleni yapacaksınız,
Çözüm Süreci’ni engellemek için Kandil’le iş tutup, İmralı’yı saf dışı bırakmak için tertipler düzenleyeceksiniz,
Ortak iş tuttuğunuz Karayılan’ın “Hesap Sorarız” tehdidine gıkınızı çıkaramayacaksınız,
CIA’nın eski istasyon şefi, Pensilvanya’nın hamisi Graham Fuller ile Kanada’da 4 gün geçirip, ülkenize bambaşka bir motivasyonla dönüp çalışmaya başlayacaksınız, (Ergun Diler - Takvim - 02-06-2015)
Kürtleri asla sevemeyen, sevmediğini de “Dershaneler kapatılırsa bölge Kürtlere kalır” anlamına gelecek sözlerle ifade eden paralel yapıyla, Kürtlerin geleceğini karartacağını bile bile çalışacaksınız,
“Türkiye Türklerindir” medyasının sizi neden parlattığını bilecek, buna rağmen o logonun altında demeçler verecek, yayınlarına çıkacaksınız,
İllegal dâhil türlü desteği almak için şekilden şekle girecek, sonra da “biz legal bir partiyiz” teranesini satmaya çalışacaksınız,
Barajı aşamazsanız ülkeyi musluklarından kan akan hale getirmeye neredeyse ant içeceksiniz,
Bu ve bunun gibi daha yüzlerce etik dışı hamleyi yüzünüze vuranları anti demokrat ilan edecek, üstüne üstlük nedamet getirmeden bir de barajı aşmayı demokrasinin gereği gibi göstermeye çalışacaksınız,
Aslında siz de biliyorsunuz ki aklı başında hiç kimse böyle bir partinin barajı aşmasını istemez. Beyaz efendilerinizin Ak Parti ile hesaplaşmak için sizi kullanıldığını bile bile bu oyuna girdiniz.
Yazık. Baraja takılmanız ne sizin için, ne temsil ettiğiniz oylar için, ne de ülke için dünyanın sonu değil elbette. Ama barajı aşsanız da aşmasanız da tarihi bir fırsatı kaçırdınız, bilesiniz.
MİT TIR’ları
Bunlar kendilerinden başka kimseye hayat hakkı tanımadıkları için, Suriye’de akan kana değil, Beşar Esed’in gözlerine bakıyor, yalan üstüne yalan söylüyorlar.
Cumhuriyet Gazetesi’nin elinde patlayan bombasından bahsediyorum. Özellikle Gezi Olayları sırasında söylediği yalanlarla hafızalara kazınan buğulu ses, o yardımların Türkmenlere gittiğini bildiği halde ısrarla IŞİD’e gitti diyerek paralelin kurguladığı oyuna destek veriyor, ben gazetecilik yapıyorum diyor.
Hakaret edersen, küfür edersen, tehdit edersen, adam öldürürsen hali hazırdaki kanunlara göre ceza alırsın. Devlet sırrını ifşa edersen de durum aynı. Buna gazetecilik faaliyeti demen de seni kurtarmaz. Kargaları güldürmenin âlemi yok.