Önümde duran iki fotoğrafa bakıyorum.
Yüreğime çöken tarifsiz bir hüzünle...
Yoksul Kürtlerin yaşadığı mahallelerden çekilmiş bu fotoğraflardan birinde korkunç bir yıkım...
Evler ve dükkanlar harap olmuş...
Cami yakılıp yıkılmış...
Tam bir enkaz yığını...
Öteki fotoğrafta derin bir acı ve çaresizlikle eşyalarını kamyonetlere yükleyen yoksul Kürtler duruyor karşımda...
Bu kış günü nereye gidecekler?
Evlerini bırakıp birkaç parça eşyayla göç ediyorlar işte...
PKK’nın halkıma yaşattığı bu zulmün bir bedeli olmalı elbet...
“Özyönetim” adına yapılanlara bakın hele...
Harap şehirler...
Göçe çaresizce zorlanan Kürtler...
Kürtlere hayatı her anlamda zehir eden bu anlayış büyük bir zulüm makinesi olarak çalışıp duruyor bölgede...
Ne adına peki?
Kürtler daha özgür olsun diye mi?
Kürtler daha zengin olsun, daha müreffeh bir hayat yaşasın diye mi?
Yoksul Kürtlerin evlatları yeryüzünün Tanrılarına adeta kurban olarak sunuluyor.
Kendi çıkarları için bölgeyi tanzim etmek isteyen küresel ve bölgesel devletlerin oyununda yoksul Kürtlerin evlatları bir ölüm makinesi olarak kullanılıyor...
Kandil’deki savaş baronları Kürtlerin hangi hakları için vuruştuklarını çıkıp açıklasınlar da bilelim...
HDP Kürtlerin hangi hakları için bu silah siyasetine arka çıktığını çıkıp açıklasın da bilelim...
Özyönetim mi? Kürtlerin kendi kendilerini özgürce yönetmesi mi? İstenen şey bu mu? Bunun için mi şehirler, mahalleler, camiler vs. yakılıp yıkılıyor? Bunun için mi yoksul Kürtler göçe zorlanıyor?
1990’lı yıllara dönüşten daha beter bir süreç yaşanıyor...
Bu sürecin mimarı da PKK... PKK’nın destekçisi de HDP... 90’lı yıllarda devlet adına bazı zalim güçler aynı şeyi yaparlardı... Kürtlerin göçüne onlar sebebiyet verirlerdi... Şimdi daha fazlasını PKK yapıyor... HDP ise buna destek çıkıyor...
Özyönetim denilen şey bu mu? Kürtlerin daha yoksul hale getirilmesi mi? Kürtlerin onayını almadan sürdürülen terör siyaseti mi? Kürtlerin özgür iradesinin zapt u rapt altına alınması mı? “Seni ben yöneteceğim, çünkü elimde silahım var, istesen de istemesen de senin efendin benim!” demek midir özyönetim?
Madem öz yönetim istiyorsunuz, o zaman buyurun silahlarınızı bırakın da öyle gelin... Kürtler özgür iradeleriyle kimin kendilerini yönetip yönetmeyeceğine siyaset yoluyla kendileri karar versinler... Madem Kürtlerin özgürlüğü ve refahı için mücadele verdiğinizi söylüyorsunuz, buyurun silahlarınızı bırakın da öyle gelin, Kürtlere özgür ortamda sorun bakalım...
Elinde silahı olan ve sırtını küresel ve bölgesel devletlere dayamış bir terör örgütü gelip şehirleri ve mahalleleri işgal edecek... Yoksul Kürtlerin yaşadığı yerleri cehenneme çevirecek... Yakıp yıkacak... Ne camii diyecek, ne Kur’an... Ne ev diyecek, ne işyeri... Taş üstünde taş bırakmayacak... Yoksul Kürtlerin yaşadıkları mahalleri terk etmelerine sebebiyet verecek... Buna devlet ses etmeyecek öyle mi?
Devlet Kürt vatandaşlarının can ve mal emniyetini sağlamak için müdahalede bulunduğunda HDP ayağa kalkıp devleti suçlayacak... Tezgâh tam olarak bu işte...
Sırtını PKK’nın silahlarına dayanan ve PKK’nın terör siyasetini savunan HDP Kürt halkına her anlamda kaybettiren Kandil’in siyasetini eleştireceğine, başka bir deyişle Kandil’in mağdur ettiği Kürtlerin hukukuna sahip çıkacağına kalkıp devleti/hükümeti eleştiriyor... Sanki bütün bu olup bitenlerin müsebbibi Erdoğan’mış gibi bir anlayışla iftira ve karalama siyasetine yöneliyor... Bu HDP kesinlikle Kürtlerin HDP’si değildir, Kürtlerin özgürlüğünü ve refahını savunan bir HDP hiç değildir...
Bu HDP Kandil’in ve Kandil’in arkasındaki güçlerin HDP’sidir... Ve bu HDP bu siyasetiyle Kürtlere daha fazla kan kaybettirmekten öte bir işe yaramaz..
Bu HDP’nin sosyalizm anlayışı da tam bir hilkat garibesi... Daha doğrusu Kandil’in...
Bakınız hep yoksul Kürtlerin yaşadıkları mahallelerde hendekler kazılıyor, çatışmalar yaşanıyor.... Sur gibi... Ama Diyarbakır’da HDP’li zenginlerin, elitlerin ve zenginlerin yaşadığı Diclekent gibi mahallerde tek bir hendek kazılmıyor, oralarda tek bir çatışma yaşanmıyor...
Artık asıl gerçek görülmeli...
Ne Kandil, ne de HDP Kürtlerin özgürlüğü ve refahı için çalışıyor...
Kandil’in asıl istediği, kendi iktidarı...
Öz yönetim dediği şey de Kürtlere rağmen Kürtler üzerinde kurmak istediği silahlı iktidarı...
Bunu sağlamak için öz terörizm
uyguluyor...
HDP de bunun siyasetini yapıyor sadece...