HDP’li 11 milletvekili hakkında dokunulmazlıklarının kaldırılması için hazırlanan 25 yeni dosya dün gece Meclis Başkanlığına sunuldu. TBMM Anayasa-Adalet Karma Komisyonu görüştükten sonra Genel Kurul’da oylama yapılacak ve yasama dokunulmazlığı kaldırılanlar için yargı yolu açılacak.
Tek başına bu gelişme dahi gösteriyor ki, HDP artık bitmiştir.
Terörle bağını kopartmadığı, gerçek bir siyasi parti olamadığı ve halktan aldığı vekalete kan bulaştırdığı için kendi kendini bitirmiş, Milletin ve Meclisin verdiği krediyi tüketmiş görünüyor HDP.
HDP’de yaşanan şey tam bir iflastır.
Alt alta sıralarsak...
BİR: İddiaları fos çıktı
“Türkiye partisi” iddiasıyla kuruldu ancak Türkiye’nin değil İmralı ve Kandil’in partisi olduğu tez vakitte anlaşıldı.
Milletvekili ve belediye başkanı aday listesinin PKK tarafından hazırlandığını bizzat HDP’liler itiraf etti.
HDP Türkiye’nin hiçbir milli meselesinde, hayat-memat ayrımında Türkiye’nin yanında durmadı; karşısında durdu.
Suriye, Libya, Doğu Akdeniz, Ege, Dağlık Karabağ gibi milli mevzularda TBMM’den çıkan ortak bildirilere imza atmadı, tarihi oylamalara katılmadı.
İKİ: Söylem tükendi
İsimlerinden başlayarak parti programlarına, logolarına, kampanyalarına koydukları “demokrasi”, “barış, “çoğulculuk”, “özgürlük” gibi pozitif anlam yüklü kavram ve kelimelerin kamuflaj amaçlı olduğu çabuk anlaşıldı. El yapımı patlayıcılar HDP’nin üzerinde patladı, PKK göründü.
ÜÇ: Siyaseti yanlış okudu
Çözüm sürecinin oluşturduğu pozitif havanın kerametini büyük bir yanılgıyla kendi başarısı sandı HDP. Aldandı. Halkın sürece verdiği destek HDP’ye duyduğu güvenden değil Erdoğan yönetimindeki AK Parti’ye ve Türkiye’ye duyduğu güvendendi, anlamadı. Türkiyelileşemedi, demokratikleşemedi.
DÖRT: Olmayan itibar yerle yeksan
HDP 2012’de kurulduğunda öncüllerinden farklı olarak bölge partisi olmaktan çıkacağı, Türkiye’ye hitap edeceği, PKK’nın silahları gömmesine katkı sunacağı zannedildi. Bunu iddia etmişti çünkü ama yapmadı. PKK talimatlarının dışına çıkmadı. Saz çalıp halay çekerek katliamları örtebileceğini sandı. Çukur terörüyle Kürtlerin evlerini başlarına yıktı, çocuklarının kaçırılmasına, eline silah verilmesine aracılık etti. Kendisine itimat eden insanlara ihanet etti. Halkın talimatını değil PKK’nın talimatını dikkate aldı. Seçmenin oyunu PKK’ya peşkeş çekti.
Halkın küçücük çocuklarını her türlü istismara maruz kaldıkları dağlara, mağaralara gönderirken kendi çocuklarını yurt dışında en iyi imkanlarla okuttukları, el bebek gül bebek şımarttıkları ortaya çıktı.
BEŞ: Ya terörden, ya tecavüzden
Seçilen milletvekilleri ve belediye başkanları kısa süre sonra yerlerini boşalttılar. Terör örgütü üyeliği ve propagandasıyla veya Tuma Çelik örneğindeki gibi cinsel saldırı suçlamasıyla yargının karşısına çıktılar. Kendilerini savunamıyorlar bile. Kimse onları merak etmiyor, dinlemek istemiyor, itibar etmiyor.
ALTI: Halk desteğini kaybetti
Oy oranı düşmedi ama halk HDP’nin arkasında da durmadı. Seçtikleri belediye başkanları görevden alınıp yerlerine kayyum atanırken, milletvekillerinin dokunulmazlığı kaldırılıp cezaevine gönderilirken kimse sokağa çıkmadı, esnaf kepenk kapatmadı, slogan atmadı, taş atmadı, Molotof atmadı, kimse de ardından yas tutmadı. HDP teşkilatı tüm protesto eylemlerini 10-15 kişiyle ancak yaptı, halk yanlarına dahi gelmedi.
YEDİ: Seçim fiyaskosu
İki ayrı fiyasko var. İlkinde otel köşelerinde gizli saklı buluşarak ittifakla girdikleri yerel seçimlerden eli boş çıktı HDP. CHP’nin adaylarını başkan yaptılar ama CHP’den umdukları ilgiyi de görmediler.
İyi Parti HDP’yle işbirliğini tamamen reddederken CHP de “evet ortağımdır” diyemedi. Utandı, sakladı.
HDP’liler Meclis kürsüsünden “oturduğunuz koltuklara sayemizde oturuyorsunuz!” diyerek uyardı CHP ve İP’i ama nafile. Kaftancıoğlu dışında kimse oralı olmadı. İmamoğlu ve Kılıçdaroğlu lafı ağzında geveledi ama sonuç yine değişmedi. HDP’nin oyu bir limon gibi iştahla sıkıldı ve posası kenara atıldı, özetle.
İkincisi, Kalesi diye bilinen illeri seçimde kaybetti HDP. Şırnak, Bitlis ve Tunceli HDP’nin elinden çıktı.
SEKİZ: Kürt kadınlarıyla konuşamıyor bile!
PKK’ya dağları, HDP’ye sokakları dar ediyor Kürt kadınları. HDP Diyarbalır il binası önünde evlat nöbeti tutan ve kendi doğal seçmeni diye gördüğü ailelerin bakışlarından kaçar oldu HDP’liler. Öyle çaresiz durumdaki HDP’liler konuşamadıkları Kürt kadınlarına ancak hakaret edebiliyorlar.
DOKUZ: Dağdan iniyorlar
HDP’nin zahmet edip “piknik yapacağız” vesaire diyerek PKK’ya teslim ettiği çocuklar pişman olmuş, annelerinin “dön” çağrısına uyarak bir bir geri dönüyor.
ON: HDP eksiliyor
Arananlar, etkisiz hale getirilenlerden çok daha az. En son HDP eski milletvekili Demir Çelik’in PKK’ya katılan oğlu öldürüldü operasyonla. Kaçacak delik kalmadı hiç biri için.
Irak’ta, Suriye’de bile bulup vuruyor Türkiye. En son Azerbaycan’a karşı Ermenistan için sivil öldürme işi buldular ama SİHA’lar onları orada da buluyor.
Şimdi ortada yüzde 11’lik bir enkaz var. İşe yarayacak, geri dönüşüme uygun hiç bir şey kalmamış durumda. Şimdi çıkan harfiyatı sahadan kaldırmak lazım.
ONBİR: Açılan boşluğu kim dolduracak?
Güneydoğu Anadolu’da en büyük ikinci parti AK Parti. Kurulan kabinelerde, teşkilat yapılanmasında Kürtler en az Türkler kadar imkana sahip. Ama HDP’ye oy veren kitleden ne kadarı AK Parti’ye oy verecektir? HDP’nin kendi kendini etkisiz hale getirerek boşalttığı alanı şimdi kim dolduracak?
Sivil siyasete, demokrasiye gerçekten inanan, PKK ile bağı olmayan, bölge halkını temsil edecek, memnun edecek yeni partiler mutlaka kurulacaktır.
Göreceğiz.