Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump’ın son atamaları, dünyayı, yönetim içindeki emekli general, Irak işgalinin kanlı ismi, Savunma Bakanı “Kuduz Köpek” Mattis’i bile arar hale getirdi. İkisi de asker kökenli isimler, Mattis ve Beyazsaray Direktörü John Kelly’nin kendilerinden beklenilen “sağduyulu davranışlar” günü geldiğinde devreye girmezse, dünya büyük savaşlara hazır olmalıdır.
Trump,aşırı sağcı Pompeo’yu Dışişleri Bakanlığı’na, yardımcısı “işkenceci” ve “karanlıklar prensesi” olarak adlandırılan Gina Haspel’i de CIA’nın başına getirdikten sonra üçlü tamamladı: Ulusal Güvenlik Başdanışmanı John Bolton!..
Ahlaksız ve yalancı bir heriftir
John Bolton, Irak Savaşı’nın başlatarak, Ortadoğu’da “pandoranın kutusunu” İsrail için açan neo-con/Siyonist George W.Bush yönetiminin bir numaralı yalancısıydı!.. Irak’ın işgaline karşı Amerikan kamuoyunda ve Kongresi’nde sert tartışmaların yaşandığı bir dönemde dışişleri bakanlığı yetkilisi olarak ortaya çıkıp, Saddam Hüseyin’in “kitle imha silahları ürettiği” yalanını ilk söyleyen adamdı. Üstelik bunu, Saddam’ın nükleer silah için Nijer’den “sarı kek” adı verilen nükleer bir madde almaya çalıştığı yalanını da eklemişti.
Bununla yetinmeyip, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde ABD’nin Irak işgaline uzanan tüm o yalanları hazırladığı sahte raporlarla okuyan, savunan bir karakterdi. Bu yalanları, sonradan boynuna dolandı, Amerikan kamuoyunun en nefret ettiği isimlerden biri oldu, çareyi, neo-con/Siyonist yayın organı, Murdoch’un Fox News’una düzenli çıkıp yorumlar yapmakta buldu.
Amerikan kamuoyunun büyük bir çoğunluğu tarafından, “tehlikeli, ahlaksız ve yalancı bir herif” olarak tanınır, şimdi, ülkenin güvenlik sisteminin başına geçmeye hazırlanıyor.
Bence kadro artık tamamdır, hep beraber cephelere yığılabiliriz…
Dizginlenmezse, saldırır
John Bolton’u uzun anlatmama gerek yok. İran ve Kuzey Kore’nin derhal bombalanmasını, dünyanın her hangi bir yerinden gelebilecek “muhtemel(!)” düşmanlığa karşı Amerika’nın “öncelikli vuruş hakkını” kullanmasını savunan aşırı sağcı bir neo-con/siyonist’ten söz ediyoruz.
Dizginlenmezse, İran’ı vurmaya kalkacak ve bizimle de kesinlikle dalaşacaktır. Çünkü Acemler veya Türkler, Bolton’un ırkçı beyin kimyasında aynı yere otururlar, milyonlarcası tek vuruşta öldürülseler de fark etmez…
Bolton’un bu göreve gelmesiyle çok yakında “Türkiye de İran gibi bir haydut devlettir” yazılarının Amerikan medyasında yer almasını bekleyebilirsiniz, Washington’da bu işler böyle pişirilir.
John Bolton’un Türkiye’ye açık hedefe oturtması, yeri geldiğinde de “saldırın!” emri vermesi asla sürpriz olmayacaktır…
Münbiç: Bir hesaplaşma alanı
Aslında Münbiç, 15 Temmuz’da, TSK’nın içine sızdırdığı 1 Dolar’lık askerlerine Erdoğan’ı öldürtmeye kalkmış Gina Haspel, İsrail’in en güçlü destekçisi Mike Pompeo ve John Bolton için Türkiye ile hesaplaşma açısından verimli bir alandır!..
Kenti, Afrin’de aldıkları yenilginin acısını çıkarmak için kullanacaklarını artık anlıyoruz. Pompeo’nun sözcüsü, “Münbiç’ten çekilmeye niyetimiz yok” dedi zaten…
Belli ki, bir gösteriye hazırlanıyorlar.
Son sözü baştan söyleyeyim: Doğrudan Türk Silahlı Kuvvetleri’ni hedef alacaklardır.
Bunu, müttefikleri PKK üzerinden gerçekleştiremezlerse, kesinlikle kendileri hesaplaşacaktır.
Bu esas, Amerikalılar için berbat senaryoyu Mattis-Kelly ikilisi önleyebilir mi, şu an için bilemeyiz, o nedenle hazırlıklı olmak zorundayız.
Hükümetten ricam, İncirlik Üssü’ne konuşlandırılmış 52 taktik nükleer füzenin derhal ülke topraklarımızın dışına atılmasıdır. Türkiye ile ABD arasında askeri gerginliğin artması halinde bu silahlar, Türkiye’ye dönük bir NATO müdahalesi için kullanılacak, dünyaya da “Türkler’in eline geçmesine izin veremezdik” bahanesi savunulacaktır.
Evet, durum bu ölçüde vahim bir noktaya savrulma riskine sahiptir.
Çekilmelerine İsrail izin vermez
Fırat’ın doğusuna dönük Amerikan politikasının ne olduğunu tam olarak bilemiyoruz, ama İsrail’in hedefini biliyoruz: 1- ABD destekli PKK garnizon devleti ile İran’ın batıya yönelmesini, özellikle Bağdat-Şam hattının kesilmesi, 2- Türkiye’nin bu alanda asla ama asla söz sahibi olmaması…
Neo-con/Siyonist lobinin önde gelen isimleri üzerindenTrump yönetimine hakim olan İsrail, Amerikan ordusunun bu bölgeden çekilmesine izin vermez.
İsrail’in “vekil savaşçısı” olarak görev yapan CENTCOM Komutanı Votel’in Ortadoğu’da daha göreceği çok olay var, şimdiden söyleyelim…