Birkaç günlük trafik gösteriyor ki yeni Başbakan işe beklenenden daha hızlı intibak ediyor. Adımlarını da çabuk atıyor. Sorumluluklarının bilincinde olduğunu ve nasıl bir yük üstlendiğini attığı her adımda hissettiriyor.
Yeni başlangıçlar imkan zamanlarıdır. Enerjinin ve kredinin en yüksek olduğu dönemlerdir. Ahmet Davutoğlu şimdi, kendisini genel başkanlığa ve başbakanlığa taşıyan sürecin mükemmelliğiyle birlikte bu enerjiyi de portföyüne ekleyerek yola çıkmış bulunuyor.
Seçimi düşünmek normal ama
Evet önünde 2015 Haziran seçimleri var... Evet, bu seçimleri kendisine bırakılan çıtaya yaraşır bir şekilde kazanmak zorunda. Dolayısıyla, aklında hep seçimin olması tabiidir.
Seçime odaklanmak başka, seçime kadar geçecek süreyi sadece bu amaç uğruna harcamak başka şeydir. Dahası, seçimi kazanmanın ve çıtayı yukarıda tutmanın yolu önümüzdeki 8 ayı dolu dolu geçirmek, bilhassa acil çözüm bekleyen sorunlara el atmaktan geçiyor.
Önümüzdeki süre içine reformlar sığdırmak ve reform rüzgarı estirmek için yeterlidir. Zaten, artık büyük uzmanlık kazanılan çözüm süreci masada buluyor. Ve o sürecin arkasındaki halk desteği de sonuncusu Cumhurbaşkanlığı olmak üzere son seçimlerin tamamında ispatlanmış bulunuyor.
Çözüm süreci, üstesinden gelindiği takdirde 62. Hükümet’in göğsüne takacağı en kıymetli nişandır.
Yeni anayasa için bile umudun hala bitmediğini gösterecek adımlar atılabilir; en azından iktidar partisi açısından konu bir kez daha masaya getirilebilir.
Ekonomide, 2023 hedefleri için bir günün dahi boşa geçirilmemesi gerektiğini söylemeye gerek yok. Gezi Parkı ve 17 Aralık parantezinde ise bırakın günleri, ayların boşa geçirtildiği ortadadır. Darbe girişimleri ülkenin ve hükümetin dikkatini dağıtmıştır. Bu sürecin tamamen geriletmek için de ekonomide bütün sektörlere hareket vermek için vakit kaybedilmemelidir.
Davutoğlu’nun ekstra krediye ihtiyacı yok
AK Parti’nin desteğini giderek artırdığı ve üstelik art arda iki darbeyi savuşturarak siyasal merkezi kuşattığı siyasal manzaradan söz ediyoruz. İktidarı ve muhalefetin güç dağılımı ve bütün partilere ilişkin gelecek tahminlerinin sürpriz içerdiği de pek söylenemez.
2015 Haziranı’ndan sonra seçimsiz geçecek 4 yıllık sürecin başlangıcını erkene almak Davutoğlu hükümeti için büyük imkan olacaktır. Sonuçta yeni hükümet de 10 Ağustos seçimiyle tazelenmiş bir güçle yola çıkmıştır. Daha fazla krediye ihtiyacı yoktur. Olsa bile kredi için yeni bir seçimi beklemesine gerek yoktur.
NATO'daki Erdoğan
NATO Zirvesi ‘nden yansıyan fotoğraflar Erdoğan’ın uluslararası gücünün ve liderlik kapasitesinin yüksekliğini gösterdi. Dünya liderleri arasındaki tecrübesi, arkasındaki halk desteğinin gücü her alana yansıyor. Sadece Türkiye’deki siyasi rakipleri değil NATO’da aynı masaya oturduğu liderlerin hepsinden daha çok seçim kazanan bir lider olmanın farkını gördük.
Obama dahil, birçok büyük ülke lideriyle görüştü, 5 ayrı oturumda konuşma yaptı. Bölgenin bugün karşı karşıya bulunduğu IŞİD, Suriye ve Irak meselelerinde bugün olanları çok önceden ikaz etmenin takdirini aldı.
NATO’daki Erdoğan, kariyeri ve tecrübesiyle yeni dönemde üstlendiği ve üstleneceği liderliğin ipuçlarını verdi. Gücünü halk desteğinden alan bölgesel sorunlar konusunda birikim sahibi, akil ve soğukkanlı bir liderlik...
Davutoğlu’nun oylarına 740’la 415’i de eklemek gerekir
Kemal Kılıçdaroğlu, böylesine tatsız sonuçlanacağını bilse bırakın Kurultay’a gitmek aklına bile getirmezdi herhalde. Yakından tanıdığı için olsa gerek pek ciddiye almadığı bir rakibi karşısında bulunca resti görüp sandığa koştu ama elde ettiği “gereksiz galibiyet”le siyasi kariyerinin sonu için tarih vermiş oldu: Haziran 2015...
740’a 415’i silebilmenin tek yolu Haziran’da yapılacak seçimde iktidara gelmektir ki bu mümkün olabilecek olsa herhalde önce, Cuma günü toplanan CHP delegesi buna inanırdı. Kılıçdaroğlu ilk seçime partisinin başında ulaşacaktır ama toplumu da teşkilatı gibi o seçime inandırmakta zorlanacaktır.
Gerçek, ana muhalefet partisi için fazla iç karartıcı görünüyor.
Bir hafta önce, iktidar partisi herkesin pusuya yatıp kavga beklediği genel başkanlık kararını firesiz hasarsız atlatırken, CHP Kurultayı yeni Başbakan’a “yolun açık olsun mesajı”ndan başka sonuç üretmedi. Davutoğlu’nun kongrede aldığı 1380 oya Kılıçdaroğlu’nun 740’ıyla, İnce’nin 415’ini de eklemek lazım. Siyasetin matematiği bunu söylüyor.