28 Şubat darbesinin ve sebep olduğu mağduriyetlerin bittiğine dair bir rivâyet var! Öyle diyorlar…
Benim gibiler de, “Hayır bitmedi, 28 Şubat devam ediyor” diye-rek bazılarının ağzının tadını bozuyor. Hoş, kimsenin umurun-da olmadığı için ağzının tadı da bozulan yok. Yine de kıyıda köşede benim gibilerin vızıltısı rahatsız edici oluyor; muhatap-larımızda vızıltıyı duyacak bir kulak olmaları da bizim için şans!
Tam, hadi, sizin güzel hatırınız için “28 Şubat bitti” diyeceğim ama 28 Şubat darbesi zırt diye kafasını köşeden çıkartıp nanik yapıyor; bakın şu arsıza! Ağabeyleri, ablaları, şu sizin bitti de-diğiniz 28 Şubat öylesine yüzsüz, şımarık çıktı ki, anlatamam. Lütfen şunu söylememe izin verin, 28 Şubat’ın arsızlığının, şı-marıklığının, yüzsüzlüğünün müsebbibi sizsiniz! Siz değerli bü-yüklerimiz 28 Şubat’ın kulağından çekip yediği haltların hesa-bını sormadınız o da, “nasıl olsa yaptığım yanıma kâr kalıyor” diyerek şımarmaya devam ediyor!
“28 Şubat’ı bitireceğiz” diye iktidara gelen pek muhterem yetkili ve ilgililer, siz 28 Şubat’tan hesap soramadınız ama o hâlâ kendine düşman bellediği Müslüman Anadolu evlatlarına 20 yıl öncesinin faturasını kesiyor!
28 Şubat darbesi en son, Ramazan’a üç kala Hayreddin Soy-kan’la hesaplaştı! 28 Şubat’a hak veriyorum! Soykan’ı ve gö-nüldaşlarını unutması mümkün değil! Çıkardıkları dergilerde, Üstadları Necip Fazıl Kısakürek gibi haykırmışlardı: “Allahsız ordunun silâhından korkmuyoruz!”
Korkmadılar, tıpkı 15 Temmuz gecesi olduğu gibi. Yalnız bir farkla, o zaman yalnızdılar... Yalnızdılar fakat, “Dik durun kar-şınızda leşler var” diyen sahici imanın sesine kulak verip ana-dan yârdan vazgeçtiler…
Ömrü yazmak ve çizmekle (Karikatürist!) geçmiş biri olan Hay-reddin Soykan, Ramazan arefesinde tutuklandı. Neden? “Bitti” denilen 28 Şubat’taki hukuksuzluğun devam etmesi sebebiy-le…
Hayreddin Soykan’ın, 17 yıl sonra tutuklanmasına sebep olan ‘büyük terör eylemi’ şu: 17 Ağustos 1999’daki deprem sonrası Marmara bölgesinde insanlar uzun süre evine giremedi. Bu sü-reçte Soykan ve genel yayın yönetmeni olduğu Akademya dergisinin kadrosundan bir grup, Eyüp’teki Kaşgari Dergâhı’nın bahçesinde çadır kurup çoluk çocuk kalmaya başladılar! Dep-remde enkâz altında kalan devlet halkına yardım götürmek ye-rine, İstanbul’un göbeğinde bir dergahın bahçesinde çoluk ço-cuklarıyla çadır kuranlara operasyon yapmayı tercih etti! Hay-reddin Soykan ve arkadaşları Eyüp’te değil de yine İstanbul’da Kayışdağı’nda çadır kursalardı operasyon daha bir anlamlı olurdu! Sonu “dağ” ile biten bir yerde şeriatçılar terör kampı kurdu diye operasyona kılıf hazırlanırdı. Gerçi o dönem kılıfa ihtiyaç yoktu. Müslüman Anadolu halkına karşı topyekûn sa-vaş vardı.
Mezkûr operasyon sonrası Hayreddin Soykan ve gönüldaşları ‘terör faaliyeti’nden tutuklandılar. Bir süre tutuk kaldıktan sonra da 2001’de tahliye edildi. Yıllar süren yargılama neticesinde de, deprem nedeniyle çadır kurmak terör faaliyeti sayıldı ve Soykan hakkında hapis cezası verildi. Yargıtay da Soykan’ın deprem sonrası çadır kurmasını affedilmez buldu ve yerel mahkemenin kararını onadı!
Komedi gibi değil mi, ama değil!..
Bir yazar, bir çizer bu ‘komedi’ sebebiyle, üç çocuğundan ayrı şu an Silivri zindanında!..
İşte size, “Bitti” dediğiniz 28 Şubat’ın hukuku, adaleti!..
“28 Şubat bitti” diyenler, ne bitmesi, sizin iktidarınızda hâlâ hü-küm sürüyor!..
Sesimizi duyan var mı!..
Hukuk orada mısın!..
Adalet, hâlâ enkâz altında mısın!..