Devlet olarak ve devlet adamı olarak güçlü devletlerin karşısında ‘hayır’ diyebilmek için senin de güçlü olman gerekir.
Devlet olarak güçlü olman gerekir, devlet adamı olarak güçlü olman gerekir.
Aksi takdirdegüçlülerin karşısında ezilirsin.
Sadece sen ezilmezsin, temsil ettiğin milleti de ezdirmiş olursun.
* * *
Bugün onur duyarak görüyoruz ki bizi temsil eden devlet adamlarımız ezilmiyorlar, en güçlüler karşısında bile ‘hayır’ deme cesaretini gösterebiliyorlar.
Cumhurbaşkanımız, BM küsüsüne çıkıp dünya liderlerinin gözlerinin içine baka baka ‘Dünya beşten büyüktür’ diyebiliyor. Siyonizmin en yüksek temsilcisine ‘vanminit’ çekebiliyor.
Başbakanımız, Avrupa liderlerinin çizgi tehdidine ‘senin çizginin üstüne de biz çizgi atarız’ diyebiliyor!
Bakanlarımız mütekebbir batılılara ders verebiliyor!
* * *
Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlubeyin hafta içinde Alman bakana verdiği ders eminim milletin yüreğini soğutmuştur.
AB Bakanımız Ömer Çelikbeyin AB raporuyla ilgili basın toplantısındaki dik duruşu da eminim yüreklere su serpmiştir.
Türkiye’nin eski Türkiye olmadığını, Türkiye’yi yönetenlerin kimsenin kuklası olmadığını ve olmayacağını, kimseden emir almadıklarını ve almayacaklarını, kimseye boyun eğmediklerini ve eğmeyeceklerini göstermişlerdir.
* * *
Terör örgütünedestek veren Avrupa ülkeleri ve terör örgütüyle işbirliği yapan ABD artık Türkiye’den istediğini almak yerine Türkiye’nin istediğini vermek zorundadırlar, veriyorlar/verecekler.
Kaç zamandır ABD’ye diyoruz ki ‘şu PYD/YPG terör örgütü PKK’nın koludur onunla işbirliği yapma.’ Önce Türkiye’yi eski Türkiye zannediyor ve burnunun doğrusuna gidiyor.
Terör örgütüyle birlikte Fıratın Öfkesi adı altında Rakka’yı kurtarmak için harekat başlatarak nazire yapıyor!
ABD Savunma Bakanı terör örgütüyle birlikte giriştiği operasyondan duyduğu sevinci de yazılı olarak açıklıyor!
* * *
Sonra Türkiye’nin ciddi tavrını görünce de Genelkurmay Başkanı apar topar Ankara’ya geliyor ve Türkiye’nin tezlerini kabul etmek zorunda kalıyor; bakanın açıklaması için de ‘koordinasyonsuz bir açıklama’ diyerek tekzip ediyor!
‘PYD/YPG Rakka’ya girmeyecek’ diyor, geri adım atıyor.
İşte Türkiye bu!
* * *
Türkiye diyor ki, ‘Irak’ta Telafer hassas bir Türkmen şehridir oraya Haşdi Şabi denen mezhepçi çapulcular girmesin.’ ABD önce oralı olmuyor, sonra Türkiye’nin ciddi tavrını görünce degeri adım atıyor, sadece Türkmen güçlerin girmesi gerçeğini kabul ediyor.
Türkiye bu!
Göreceksiniz FETÖ’nün başını da fazla koruyamayacaklar ya teslim edecekler ya da bir şekilde ülkeyi terk etmesini sağlayacaklar.
Çünkü Türkiye artık eski Türkiye değil.
* * *
İktidar PKK ile FETÖ ile D..Ş ile bütün imkanlarıyla mücadele ederken ana muhalefet partisi apar topar parti meclisini toplayıp garip bir bildiri yayınlıyor.
Diyor ki: ‘FETÖ, PKK ve DEAŞ terör örgütlerine yardım ve yataklık eden Saray ve AKP yöneticileri, demokrasimize ve ülkemizin bekasına yönelik en büyük tehdittir. Bu tehdit yurttaşlarımıza demokratik direnme hakkını da vermektedir.’
Tamam muhalefet olarak eleştirmek hakkındır, eleştir ama bu eleştiri değil ki.
Bu siyaset değil ki.
Bu bildiriyi hazırlayan zihniyet varken başka düşmana iş mi kalır?!