İYİ Parti'nin, şehit yakınına küfreden milletvekili Lütfü Türkkan, bir siyasî kalleşliği/arkadan hançerlemeyi daha ifşa etti.
Meğer bazı CHP milletvekilleri, Kılıçdaroğlu'nun adaylığını önlemek için Meral Akşener'den yardım istemişler...
Türkkan, kendisine gelerek, "ne olur Kemal Bey'in adaylığının önüne geçin" diyen bu CHP milletvekillerinin isimlerini açıklamayacağını belirtti.
TV100'deki programda CHP'li eski milletvekili Barış Yarkadaş: "Kim o milletvekilleri? Derhal CHP'den istifa etsinler." tepkisini verirken gazeteci Şaban Sevinç: "Ben de biliyorum, Kemal Bey'le kazanmayız diyen CHP'li vekillerini." dedi.
Muhalefetin şu 6'lı masa macerasında, siyasetin nasıl kirli bir mecrada seyrettiğini anlatan ne çok örnek ortaya çıktı. Ortalığa neler saçıldı?
Meral Akşener'in masadan kalkıp, bir yığın küfür ve hakaretle tekrar masaya döndürülmesi...
Seçimleri tek başına kazanacakları söylenen Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu'nun, sanki seçilmişler gibi "Cumhurbaşkanı Yardımcısı" etiketiyle meydanlarda dolaştırılması...
Ve bir güçlerinin olmadığının anlaşılması.
Kılıçdaroğlu ile Ümit Özdağ arasında gizli protokolde, Zafer Partisi'ne 3 bakanlık ve MİT Başkanlığının vaat edilmesi...
Ve seçimler sonrasında CHP ile yüzde1'lik/2'lik partiler arasındaki söylenenler...
CHP, ark altından bostan bağışlar gibi Deva'ya 15, Gelecek ve Saadet Partisine 10, Demokrat Parti'ye 3 vekillik verdi.
Bu üç parti en azından, susacaklarına kaç gündür CHP'yi hırpalayıp duruyorlar.
Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, katıldığı Habertürk canlı yayınında, "Biz CHP'den milletvekili istemedik. Kılıçdaroğlu bizleri arayıp, bizim listemizden girin, parlamentoda çoğunluk sağlayacağız" dediğini açıkladı.
Sonra da açtı ağzını yumdu gözünü:
"CHP'nin kendi başına bugün herhangi bir seçime girip Türkiye genelinde, Türkiye'nin tümü için kazanması mümkün mü? Ya... Siz hayal mi görüyorsunuz? Bu ülke öyle bir ülke mi? Bu ülkede ekseriyetin durduğu bir yer var..."
Babacan'dan sonra Gelecek Partisi Lideri Ahmet Davutoğlu da Fatih Altaylı'nın YouTube'daki yayınında konuştu:
"Bizi haksız yere eleştiriyorlar. Sanki biz CHP'yi dolandırdık. 10 milletvekilini haksız aldık... Hâlbuki bir siyasi mücadele yürüttük, beraber kazandık beraber kaybettik."
CHP'nin de bugün, "yanlış yaptık, seçimlere tek başımıza girecektik" demesi boş laf.
CHP, eğer tek başına yüzde 50+1 alacağına inansaydı yüzde 1'lik/2'lik partilere 38 milletvekilliği verir miydi?
Demek ki kazanamayacağı için kimyası bozulmuş Kılıçdaroğlu, onca milletvekilliğini, MİT Başkanlığını, Özdağ'a İçişleri Bakanlığını verecek kadar dağıtmış kendisini...
Şimdi deniyor ki, CHP ile bir dönem 6'lı masadaki partiler yaklaşan yerel seçimlerde artık ittifak kurmayacaklar...
Çok iddialı konuşmamak lazım.
Bir de bakmışsınız, "büyük şehirleri kaybedersek, darmadağın oluruz, yine birbirimize destek olmak zorundayız" deyivermişler.
Burası Türkiye, olmaz olmaz demeyin. Masadan kalkan Akşener'in tekrar süklüm püklüm masaya döndüğü Türkiye...
6'lı masadaki irade, oradaki partilerin iradesi değildi ki.
İşte Kılıçdaroğlu örneği.
12 seçim kaybetmiş. "Yenildik ama kaybetmedik" diyor. Tiyatro...
Dünyada örneği yok. Değil 12, Avrupa'da üst üste 2 seçim kaybedip koltuğunu koruyan tek bir siyasetçi yok.
Kılıçdaroğlu'nun arkasında nasıl bir irade varsa, 12 yenilgiye rağmen hiçbir şey olmamış gibi devam ediyor.
Siyasî akıl bu sahne karşısında devre dışıdır.
Demokratik ilkeler, gelenekler ve insaf ortada yoktur...