Önemli bir meslek büyüğü seçim sonucu tahminlerinde yanılmamasının formulünü şöyle açıklamıştı: “Her seçim öncesinde TOBB’un yaşam memnuniyeti anketinin sonuçlarına bakarım; ‘Halimden memnun değilim’ diyenler çoğunluğu teşkil ediyorsa iktidar partisi ağzıyla kuş tutsa kaybeder...”
O gün bugündür yalnız seçim öncelerinde değil sık sık bakarım anketlerin ilgili bölümlerine; yol göstericiliğine imanım her seçimde biraz daha tazelenerek: Hayli zamandır insanlarımız genellikle halinden memnun, Türkiye’nin daha iyiye gittiğinden emin görünüyor. Memnuniyet ve umut aydan aya değişiyor, bazen artıyor bazen düşüyor; ama ‘umutsuzlar’ yüzde 50’in üzerine çıkmıyor...
Halkın hayata bakışıyla gazetelerin bakışı arasında muazzam fark var. Dışarıdan bakanlar ülkemizi onlardan daha iyi görüyor...
Dün Milliyet’in Washington muhabiri Pınar Ersoy’un kendisiyle yaptığı önemli röportajda ABD Başkanı Barack Obama’nın ülkemizin cazibesiyle ilgili bölüme bir göz atın isterim:
“BÖLGEDE BİRÇOK İNSAN TÜRKİYE’Yİ İZLİYOR-
ABD, benim Başbakan Erdoğan ile yaptığım sohbetler de dahil olmak üzere, bir konuda çok açık oldu: Modern Türkiye, hukuk devleti ilkeleri ve iyi yönetimden yana taraf olarak, tüm vatandaşlarının temel haklarını koruyarak standartları belirleme imkânına sahip. Sultanahmet Camii ve Ayasofya’ya yaptığım ziyaretlerde Türkiye’nin çok çeşitli ve farklı etnik gruplardan oluşan toplumsal mirasına tanıklık ettim. Ve tarih gösteriyor ki evrensel hakları ve özgürlükleri koruyan ülkeler sonuçta daha başarılı, istikrarlı ve müreffeh oluyorlar. Özellikle şimdi, Arap Baharı sırasında, bölgede birçok insan kendi kurumlarında reform ve modernizasyon arayışı içerisindeyken Türkiye’yi izliyor.”
Ne dersiniz Barack Obama’ya?
Obama’nın politika yaptığını düşünebilirsiniz. O halde bir başka tanıklık size: Dünyanın her tarafına para gönderme şirketi Western Union’un dünya başkanı Türk’müş: Hikmet Ersek... Dün bir yerde müthiş bir tespitini okudum: “Eskiden Almanya’da çalışan Türkler memlekete Mark gönderirlerdi; şimdi Avrupa’daki ekonomik kriz yüzünden Almanya ve Fransa’daki Türklere yardım olsun diye Türkiye’deki akrabaları para gönderiyor... Bu son yıllardaki ekonomik atılımın sonuçlarından biri. Çok büyük bir değişim.”
Yine bir Türk’ten ve yine yurtdışından bir ‘tanıklık’ ile bir başka gazetenin ‘konuk yazar’ bölümünde karşılaştım.
Gazetecilik aşkı herdem taze meslek büyüklerinden Tevfik Yener yıllardır ABD’de yaşıyor. New York’un ‘elit bölgesi’ Long Island’taki komşularından galeri sahibi ressam Hulus Mavruk Amerikalı dostları için ‘H&M’ adlı galerisinde bir davet vermiş... Galerisinin en mutena yerine ‘hayranlık duyduğu’ Tayyip Erdoğan’ın kendi yaptığı tablosunu asmayı unutmayarak...
Sonrasını Tevfik Bey anlatsın: “New York eyalet senatörü Carl Andrews neşeli adamdır; galeriye girdi, tabloyu gördü: ‘Hey Hulis, Erdogan ha! Wow. Güzel olmuş’ dedi ve ekledi: ‘Bu beyefendiyi beğeniyorum / I like this gentleman.’
‘Man/adam’ değil de ‘Gentleman/ beyefendi’ demişti. Bizdeki siyasi terbiyeyi anımsayıp bi hoş oldum.
Dostların hepsi başbakanı tanıdı. Sonra ‘Erdoğan’ sohbeti başladı.
Bush'un eski danışmanı Bradley, ‘Bizim tezkereyi geçirmedi ama sanırım ülkesine iyilik yaptı’ dedi.
Hulis, ‘Elbette’ diyor, ‘ABD'nin can kaybı ortada.’
(..)
Interpol eski direktörü Martin, Yahudi Ossmann'a takılıyor, ‘Perez'i fena haşladı, sert galiba’ diyor, ‘One Minute’ olayını hatırlatarak. ‘Serttir’ diyorum.
Aylar geçti. ABD, Obama'da ‘değişimi’ bulamıyor.
TV editörü Sean O'Hara galeriye geliyor, Erdoğan'ın tablosunu gösteriyor, ‘Bize böyle bir lider gerek. Kararlı, cesur, ekonomiyi kurtarabilen!’ İki yüksek mahkeme yargıcı da benzer şeyler söyledi.
ABD'de tanınan Türk Başbakan! Görülmemiş şey!
Tablo hâlâ galeride, tanıyanların çoğu ‘Erdoğan'ı’ yorumluyor, kötü konuşanı duymadım.
Bu yazı bir fantezi değil. ABD'li aydının Türkiye Başbakanı'na bakışını yansıtmak için naklettim.”
Tevfik Yener’e, Hikmet Ersek’e, Pınar Ersoy’a teşekkürler...