Hayal kurmanın normalde insan zihninin gelişimine katkı sağladığını biliyoruz. Çocukluk döneminde başlayan, ergenlikte zirveye çıkan hayal kurma, erişkinlikle beraber azalıyor. Büyürken hayal dünyasından gerçek dünyaya yönelmeye başlıyoruz.
Aslında erişkinlikte de bir miktar hayal devam eder. Erişkin hayalleri daha çok ideallerimiz, başarılarımız, hayatta başımıza gelmesini istediğimiz şeyler üzerinden işler. Bir mimar ideal bir binayı hayal edebilir. Bir müteşebbis işinin gelecekte olmasını istediği halinin hayalini kurabilir. Eşini arayan biri kafasında ideal eş hayal edebilir. Bir romancı fantastik bir roman yazarken hayal gücünü kullanabilir. Bu türden hayaller yetişkinlerde yaratıcı eylemlere ve kişiyi harekete geçiren motivasyona sebep olduğu için fonksiyonel ve değerli kabul edilebilir.
***
Hayal kurmanın normal veya sorunlu olmasını ayırt etmede beş kriter: Erişkin bir kişi için hayal kurmanın nerede kabul edilebilir sınırlar içinde olduğunu nerede bizatihi sorun olduğunu ayırmak, zor bir iş olsa da, gerekli. Hayal etmenin normal olanı ile sorun olanını ayırt etmede beş kriter kullanabiliriz. İlk kriter “hayal kurarken geçirilen zaman aralığı” olabilir. Dakikalar süren bir hayal kurma süreci daha normal sınırlar içinde iken, saatlerce süren hayal kurma hali daha sorun tarafı gösterir. İkinci kriter “hayalin içeriği” olabilir. Mesleğinin geleceği için başarı hayalleri kurmak, bir hikâye için fantastik şeyler düşünmek normalin içinde iken, okula gitmeden evde başarı hayalleri kurmak veya eşiyle sorunları çözmek yerine zihinde oluşturulan bir eşle ilişki yaşamak daha sorunlu tarafta kabul edilmelidir. Üçüncü kriter “bağımlılık” olabilir. Kişi hayal kurmayı istediği zaman başlatıp istediği zaman bırakabiliyorsa daha normal sınırlar içinde düşünmek gerekirken, kişi hayal kurmayı denetleyemiyor, hayal kurmadan duramıyor ise sorunlu tarafta görmek gerekir. Dördüncü kriter ise “tercih” olabilir. Eğer kişi gerçek hayattan yana ise, gerçeklikten kopmuyorsa hayal kurma daha normal sınırlarda kabul edilebilirken, kişi hayal dünyasında yaşamayı gerçekliğe tercih ediyorsa daha sorunlu tarafta görmek gerekir. Beşinci kriter ise “hayal kurmanın sonuçları” üzerinden olabilir. Eğer kişi kurduğu hayaller üzerinden işinde daha iyi hale geliyorsa, bir ürün çıkarmasına yardımcı oluyorsa daha normal tarafta görmek gerekirken, kişi hayal içinde yaşamaktan okula gitmiyor, işine devam edemiyor, insanlarla ilişkilerini yürütemiyorsa daha sorunlu tarafta görmek gerekir.
***
Eşe karşı hayal kırıklığından beslenen hayaller: Evliliği yolunda gitmeyen ve hayal kurma eğilimi sorunlu düzeyde olan eşlerin yaptıkları şeylerden biri de iç dünyalarında ideal bir eş yaratarak o kişiyle evliymiş gibi davranmak. Bu hal bir akıl hastalığı değil. Kişi içeride yarattığı kişinin gerçek olmadığını biliyor. Ama zihinde ürettiği şey o kadar canlı hale gelebiliyor ki, gerçek olana tercih edilir hale geliyor.
Hayallerdeki kahramanlar can bulursa: Zihin enteresan bir güce sahip. Bazı kişiler zihinlerinde “Alis Harikalar Diyarında” filminde olanlara benzer fantastik bir dünya yaratabiliyorlar. Yalnız havalı gibi görünen bu durumun oldukça fazla maliyeti olabiliyor. Hayaller hep bizim kontrolümüzde kalmıyor. Zihnimizde periler ve emrimizde olan canavarlar yaratabiliyoruz. Ama bir gün hayali karakterler can bulup gerçeklik gibi yaşanmaya başlanabiliyor. Zihninde fantastik bir dünya kuran ve hayallerde yaşayan bir kişinin öyküsünü dinledim. Zihninde canavarlar ve periler varmış. Yakın zamana kadar hem canavarlar hem periler onun emrindeymiş. Sonra canavarlar baş kaldırıp perileri yemeye başlamış. Üstelik canavarlar içeride mahkeme kurup kişiyi yargılamış.