Bir kuş, bir Filden büyüktür. Bunu Ebrehe de biliyordu.
Ensesine vurup ekmeğini aldınız diye, kalbine vurup imanını alacağını sanıyorsanız o leş cüssenizi alıp defolun.
Hiç kimse kusura bakmasın , inandıklarımıza böğürenlerin salyalarca yazdıkları, sayfalarca yazılmış hakikati boğamaz.
Ebabil kuşlarının gagasına kainatı yerle yeksan etme kudreti veren de Allah, karınca kadar kıymeti olmayan sefillerin ve fillerin kursağına Kabe'yi yıkma hevesini gömen de Allah!
Siz eteklerinizin cıvımışlığına tapın , biz sizin taptıklarınıza tapmıyoruz diye bizim kıblemize dil uzatanın havlayışına susacak değiliz!
Azmışlığınız çok oluşunuzdan değil , iki ayağınızın üzerinde duruyorsunuz diye sürünüyor oluşunuzu görmüyoruz sanmayın !
Hepiniz birbirinizin cerahat torbası olmuşsunuz, çöp suyuna susayan rezilliğinizi varın kendi aranızda paylaşın. Bizim inandıklarımıza dokunursanız , işitmeye hazır olacaklarınızın külliyatını etekli beyinlerinize özenle yerleştiririz.
Yürürken her şeyi duyabilir insan, göğün sesini açan Allah’a şükrederek, bir de siz yürüyorsunuz diye ürüyenlerin sesini duyurur.
Kervanından eminsen bütün ürüyüşler, Nemrut’un burnuna çektiği sinek kanadıdır.
Sen, karanlığa kılıç salladığında onlar salya çanaklarına kaşık sallıyordu.
Sana burun bükenlerin bileğini bükecek iman sende.
Senin inandıklarına dogma diyenlerin anadan doğma cehaletiyle uğraşacak değilsin.
Baksana nasıl da ihtişamlı bir böğürtü içindeler , senin sağ elinde güneş, sol elinde ay olsa vazgeçmediğin imanın onları azdırıp azdırıp nasıl da kayalara savuruyor.
Şu fukaraları, şu yırtılmaktan yama tutmayan ar damarına tünemiş kuyrukluları bağırtan şeyin adı hakikat.
İstiyorlar ki tek başına azalım lakin beraber helak olalım.
Öyle kudurmuşlar ki kendi üstlerine pislediklerine sen de sıvan istiyorlar.
Beyinleri, Bahrül Meyyit lakin senin deryana sıçramaya çalışıyorlar.
Pantolon paçalarındaki fırfırlarla senin libasına gölge etmeye çalışıyorlar.
Bilirsin Palyaçolar makyaj yaparken allığı fazla kaçırırlar sen utandıklarını zannedersin.
Sesi çağlar öncesinden gelen derler lakin çağlar öncesinden gelen bir ahlaksızlığı savunurlar ve bonusu da çağdaş oluşlarına bağlarlar.
Bir de üstüne senin inandıklarını tahkir ederler. Çağlar öncesinin debdebesi ışıltılı gelirse adalet anlayışları yoz köçeklerin eteğini öper lakin içinde (din, ayet) olursa adaletin kılıcını senin sırtında bilerler.
Hadsiz ve ahlaksızca seni bilemeye çalışırlar.
Biliniz ki borudan çıkan vızıltı hakikatin sesini bastıramaz.
Biliniz ki sizin alerjiniz bizi asla kaşındırmaz biz Allah’ın ayetleriyle aşınmış kalplerin şerefindeyiz.
Siz kendi borularınızla tesisat derdindesiniz anladım, ben de inandıklarımın derdindeyim.
Kusura bakmayın da klavyeniz hırlarsa benim de nefes açıcı mentolü bol cümlelerim var.