Beşiktaş, lig ve Avrupa’da son iki maçta sergilediği mükemmel futboluyla; ondan beklentilerin çıtasını yüksellttiği için, dün geceki mevcutla yetinmek mümkün olmadı. Aslında kötü başlamadı ama, umduğumuz kadar iyi çıkmadı.
Temposu düşmüş, baskısı ürkütücü ve panik havası yaratan etkisini erozyona uğratmış, üstelik savunması açıklar veriyordu. Bütün bunlar olduğu için de; Kayseri Erciyes kafa tutma alanları ve fırsatları buluyordu. Bir şutları Tolga’dan sekip direkten bile dönmüştü. Anlayacağınız; son haftaların yükselen değeri Beşiktaş’tan ürken bir hali hiç yoktu. O kadar ki; iki taraftan birinin bu devrede illa da öne geçmesi gerekseydi, açıkçası bu ihtimale Erciyes daha yakındı.
* * *
Olcay Şahan’ın (Başının döndüğü gerekçesiyle) daha ilk yarıda oyundan çıkması, ikinci yarıyı da iyice soru işaretlerine gömmüştü. 3 puan sanki sahada değil, şifreli kasada gizliydi.
Kayseri Erciyes, şifre çözücü dekoderi de rakibine kaptırmayınca; Beşiktaş açısından korkulan başa geldi ve “İlk yarının öne geçmesi gereken takımı”, biraz gecikmeli olarak nihayet öne geçti. Müsabaka öncesi için sürpriz sayılması gereken şey, maç içinde olağan hale geldi. Çünkü Erciyes, ödüllenmeyi hakediyordu.
* * *
Her şey Beşiktaş’ın aleyhine giderken; Gökhan Töre’ye gösterilen kırmızı kart, maçın kırılma anı oldu. Siyah-Beyazlılar; bu ana bir öfke patlaması olarak, Kerim’le önce beraberliği, ardından galibiyeti yakaladılar. Erciyes zor uyandı.
Beşiktaş, ciddi ve derin zik-zaklar yaşadığı maçtan yenik ayrıldı. Yorgunluğun izi var mı bilmem ama, takıma yüklenen havanın bütünlüğü de bozduğu çok açık... Bol gol, maçı güzel hale getirdi.