Ocak Ayı’nda hava sıcaklığı 10 derecenin üzerine çıktı sık sık. Ofiste, otobüste, evde, gazetede, televizyonda “havalar iyi gidiyor” dedik. Aslında hava iyi değil çok kötü gidiyor.
***
Fındık bu sene niye pahalı biliyor musunuz? Geçen sene de iyi gitti dediğimiz havalar ağaçları kandırdı, sıcak hava filizlenmeye yol açtı, ardından gelen soğuk hava ve don rekolteyi 3’te bir oranında düşürdü. Malatya’da kayısının başına gelen de farklı olmadı.
Daha bir sürü örnek sayabilirim size ve bunların tamamının sebebi bizim havalar iyi gidiyor dememize sebep olan mevsim normallerinin üzerindeki sıcaklar...
***
Mesela şu çok şiddetli lodos var ya, bir sürü hesabı bozdu. Barajların çevresinde kalan kar daha hızlı eridi oysa biraz daha kalsa hepimiz için daha iyi olacaktı. Anadolu’da tarımsal kuraklık yaşadık geçen sene.
Kuraklık elektrik üretimimizi de etkiliyor aslında zira barajlarımız da etkileniyor.
O yüzden iyi havalar değil bunlar, yağışa ihtiyacımız var. Daha önemlisi meteorolojinin önemini daha fazla fark etmeye...
***
Ekranlarda İstanbul’un trafik durumuna ayrılan süre tüm Türkiye genelinde hava durumuna ayrılan süreden fazla.Böyle olunca ister istemez bilinç de artmıyor.
Hatırlayın 3 sene önce son bin yılın en sert kışı yaşanacak diye bir haber dolaşıma girdi.
Medyanın tüm kolları da alıp bu haberi kendi yayınlarında kullandı.
Birincisi, meteorolojik verilerin ölçümlerin tarihi daha 2 yüzyıl bile değil.
İkincisi, özellikle İstanbul’daki yapılaşmanın oluşturduğu ısı duvarı şehrin kar yağışı almasını engelliyor.
Bunları bilen yok ama daha kötü olanı aslında hangi sistemin daha fazla yağış bırakacağı bile bellidir.
Örneğin Balkanlar’dan kara üzerinden gelen soğuk hava daha az yağış bırakır ama Sibirya üzerinden gelen soğuk hava dalgası Karadeniz’de göl etkisi alacağı için daha çok yağış bırakır.
Özetle bizim iyi gidiyor sandığımız havalar aslında çok kötü gidiyor...