Biz Soğuk Savaşı görmüştük, geçirmiştik ve hiç beğenmemiştik... Soğuk Savaş hesapta Amerika ile Rusya arasındaydı ve hesapta tek bir kurşun atılmamıştı... Ama Soğuk Savaş, 60 yıl Türkiye’nin canına okudu. Türkiye’nin 1989’da biten Soğuk Savaş’tan aşamalarla çıkmaya başlaması, ancak 2000 yılından sonradır.
Şimdi de havada bir soğukluk var. Kırım, Ukrayna derken, hayaletler sandıktan birer-ikişer çıkmaya başladı. Siyasi kadrolar geçmişi unutmadığı için -vuruşmuyorsak, bari soğuğundan başlayalım- moduna geçildi.
Moskova TV’sinde ünlü sunucunun -ABD’yi radyoaktif toz haline getiririz- demesi, dil sürçmesi gibi durmuyor. Elbet kimsede nükleer düğmeye basacak cüret yok, ama zaten Soğuk Savaş da bu demek. Nükleer düğmeye basacak cüret ve cesaret yok, ama o düğme etrafında bol miktarda itişme var ve düğmeye yanlışlıkla basılma ihtimali gayet yüksek.
Ayrıca Soğuk Savaş, herkesin arkasındaki kalabalıkla birbirine dayılanması gerek. Yani teke tek kimse vuruşmuyor, herkes mahalleden çağıracağı adam sayısına bakıyor. Gerçi şimdi dünyayı Doğu-Batı, Siyah-Beyaz diye kamplara ayırmak da zor... Kampsız ve safsız Soğuk Savaş nasıl olacak? O zaman hiç olmazsa iki patron vardı, patronun dediği olurdu. Şimdi herkes patron.
Soğuk Savaş’ın bir sevimsizliği de haklı-haksız ayrımı olmaz, siz-biz ayrımı olur. Ayrıca bu savaşın gün ay yıl olarak ilan tarihi yoktur. Nükleer korku gündemdeyse, adım adım tırmanır ve bir anda herkes kendini bu gerilimin içinde bulur. Nükleer meseleler 20-25 yıldır gevşemişti. Emniyet tedbirleri laçka durumda, eski duyarlık ve refleksler de kalmadı.
Suriye’deki bir mendirek uğruna Esad rejimini destekleme utancında tereddüt etmeyen Moskova’nın, burnunun ucundaki Kırım ve Ukrayna’da çok daha büyük çıkarı olduğunu yazmıştık... Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov da anlaşılan -burun ucu- ölçüsünü kullanıyor. Geçen -Falkland Adaları İngiltere için ne anlam ifade ediyorsa, Kırım bize daha büyük anlam ifade ediyor- dedi.
İngiltere, üzerinde koyunlar ve çobanlardan başka birşey olmayan Falkland Adaları için dünyanın öbür ucuna donanma yollayıp Arjantin’le savaşmıştı. Zaman Soğuk Savaş zamanıydı.
Şimdi Lavrov Falkland -dünyanın öbür ucuysa- Ukrayna’nın ve Kırım’ın -burun ucu- olduğunu hatırlatıyor. Falkland’da hiç tereddütsüz savaş çıkmıştı. Sınırlı bir savaştı, ama savaştı... Afrika’nın günümüze uzanan berbat durumu, Soğuk Savaş’ın hediyesidir. Bir de herkesin sırayla işgal ettiği Afganistan... Moskova, Soğuk Savaş’ın bir aralık ayında Afganistan’a girdi. Çağrılmıştı, davet üzerine girmişti. Moskova davete dayanamaz, hiç kırmaz, gelir. ABD de Rus işgaline karşı yaratılan canavarı durdurmak için Afganistan’a girdi. Bu yıl sonunda kısmetse çıkacak... Soğuk Savaş laboratuarında çok canavar yaratıldı. Hâlâ dışarıdalar.
Kırım Türkleri’ne gelince... Kırım Türkleri’nin 2. Dünya Savaşı’nda Moskova ile başları derde girdi. Bir trajedidir ve çok ağır bedeller ödendi. Merkezi idareye tavır alan azınlıklara 19. yüzyıldan beri buralarda iyi gözle bakılmıyor. Üstelik bu aralar Batıda, -Moskova’ya tavır alacak azınlık- arayışı var. Soğuk Savaş’ta da Moskova’ya karşı azınlıkları ayaklandırma hikayeleri vardı. Başarısız kaldı... Ayaklanmak mesele değil de, destekçiler arkadan gelmediği zaman açıkta kalmanın bedeli var. Tarih trajik örneklerle doludur.
Şu durumda önemli ve öncelikli olan, Kırım Türkleri’nin statülerinin daha güçlendirilmesi, refahlarının artmasıdır. Onun için Türkiye de çaba harcayacaktır. Bunda emsal de var: Rusya Ukrayna’daki soydaşlarının esenliği için bu kadar zahmete giriyor, paraysa para, tanksa tank diyor... Aynı biçimde Türkiye de kendi soydaşlarının esenliği için çalışacaktır, ama Türkiye barışçı, diplomatik yolları tercih edecektir.
Kırım Türkleri unutulmaz. Ayrıca unutulmaması gereken, Kırım Türkleri için sözkonusu olmasa da bölgemizde -referandum yapılsa Türkiye’ye katılmak isteyecek- birden fazla bölge ve topluluk olduğudur. Hatırlamak gerekirse, Hatay bir referandum sonucu Anavatana katılmıştı... O zaman Soğuk Savaş da yoktu, dünya iki kampa da ayrılmamıştı... Tıpkı şimdi olduğu gibi.
twitter.com/selimatalayny