Birinci dönemin ortalarıydı, Kerem ile ders çalışma konusunda yaşadığımız minik tartışmaların birinin ardından oturup bir taahhütname imzalamıştım. Bundan böyle Kerem’e ödev yapma ve ders çalışma konusunda hiçbir hatırlatma, uyarı ya da öneride bulunmayacağıma ama ne zaman isterse yardıma hazır olduğuma, ona güvenimin tam olduğuna dair bir taahhütname... Onu çok sevdiğimi de ekleyip imzayı bastım, güzelce katlayıp bir zarfa koydum. Sonra da ona verdim. Oğlum okudu, biraz şaşkın bir yüzle bana bakıp sarıldı. Buraya kadar olan kısmını yazmıştım zaten, değil mi? Bana bu taahhütnameyi hatırlatıp durumun ne olduğunu merak edenlerin mailleri artınca arkadaşlarım da “Ödev durumları nasıl?” diye sorunca oturup dönem değerlendirmesi yapayım istedim. Benim için uygulaması zaman zaman zor olan bir taahhütname oldu. Hiç mi “Hadi Kerem!” demedim. Tabii ki dedim. Ama oğlum “Anneee taahhütnameee!” diye kendime getirdi beni. “Eveeet, eveet, özür dilerim” deyip geri adım attım. Okuluna da bu anlaşmamızı bildirdim. “Ben artık ödev ve derslerden dolayı çocuklarımla gerilim yaşamak istemiyorum. Böyle bir uygulamaya gittim” dedim. Kerem o günden sonra ders çalışma saatlerini kendisi belirledi, tabii uyku saatine dikkat ederek. Hafta sonları eğer gitmemiz gereken bir yer varsa önceden “Bu cumartesi pazar dışarıda olacağız” diye haber verdim. Bu arada okuldan hiç mi aranmadım? Tabii ki arandım. Müzik öğretmeni “Kerem evde biraz gitar çalışsın. Yıl sonu konseri için hazırladığımız parçalarda biraz geride kalıyor. Hızlanması lazım” deyince gülsem mi ağlasam mı bilemedim. Öğretmeninin notunu aynen ilettim. “Anne ben bazen unutabiliyorum. Unuttuğum zaman hatırlatır mısın?” deyince ben pürneşe “Tabii tabii” dedim. Kerem coşkunluğuma anlam veremedi, teşekkür etti ve yanımdan uzaklaştı. Çok çalıştı, tüm parçaları ezberledi ve yıl sonunda arkadaşlarıyla birlikte harika bir konser verdi.
YİĞİDİ ÖLDÜR HAKKINI TESLİM ET
Onunla yaptığımız bu anlaşmanın Elvan’a da büyük faydası oldu. Ders çalışma konusunda edinmesi gereken sorumluluğu erkenden kavradı. Aramızda bu konuda bir gerginlik yaşanmadığı için ben ondan da mutluyum. Elvan arada bir ders yapmadan okula gidiyor mu? Evet. O zaman da ya okulda teneffüslerde tamamlıyormuş ödevini ya da öğretmenine söyleyerek ertesi gün evde. Ne yalan söyleyeyim “Keşke bu taahhütname işini Kerem daha küçükken, önceki sınıflara devam ederken yapsaydım” diyorum. Sanırım, bazen biraz daha dışarıdan bakıp değerlendirmek gerekiyor olayları. Bunu sağladığım zamanlarda da kendimce süper olan çözümler buluyorum, mutlu oluyorum.
“Bunlar iyi güzel de, dersler, okul başarısı ne alemde?” diye soranlara güzel haberim var. Kerem’in sınav notları, ilk döneme göre daha iyi. Yiğidi öldürmeden, hakkını teslim etmek gerek, aslında eski notları da çok iyiydi. Ama ben “Yarın falanca sınavın var, filanca dersin var. Çalışıyorsun değil mi?” demeden alınan notlar ve derslerde öğrenilen bilgiler pek kıymetli. Sınavdan kaç aldığı yerine matematikte öğrendiği falanca bilgiyi, fen bilgisinde yaptıkları filanca deneyi müzikte, akorun ne anlama geldiğini dinlemek daha keyifli.