Evlilik kararı alma süreçleri içerisinde belirgin hatalar barındırabilir. Halbuki hayatımızın en önemli kararı evlilik kararıdır. Bu yazıda evlilik kararına bozucu etkileri olan sosyal psikolojik hallerin ilk kısmını listeleyeceğim.
Eş seçimi ile ilgili temel bilgi ve becerilere sahip olmama
Modern dünyada eş ilişkileri ile ilgili mesajlara ve üretilen algılara sıklıkla muhatap oluyoruz. Yalnız bu mesajların çoğu üzerine iyi düşünülmemiş ve güvenirliliği zayıf. Sağlık alanındaki mesajlar daha derli toplu ve güvenilir iken, aynı şey evlilik alanında yok. Ayrıca evlilik; sağlık alanından daha fazla değer yargılarımız, dünya görüşümüz ve kültürel kodlarımızla ilgili.
Eşleşme yaşına gelmiş her kişi, eş bulma, kadın erkek ilişkileri, evlilik ile ilgili bilgi dağarcığı oluşturma, temel becerileri geliştirme ile sorumludur. Bu yapılmadığında, sağlıksız karar alma daha sık görülebilir.
Tecrübesizlik
Tecrübesizlik, bir alanda yeterince deneyime sahip olmamayı gösterir. Örneğin ev satın alacaksanız, konut piyasasının nasıl işlediği ile ilgili yakın bilgiye ihtiyacınız olacaktır. Ev almaya kalkan biri yaklaşık 3-5 ay bu piyasayla ilgilenmediği sürece yanlış karar alma olasılığı artar.
Sosyal Değişim Kuramına göre, eş adaylarının da oluşturduğu bir pazar ve bu pazarın işleyişi vardır. Eğer kişi bu pazarı, bu pazardaki kendi ederini, kendine denk olan kişilerin profilini bilmezse, uygun olmayan eşleşme yapma olasılığı artabilir.
Akılcı ve duygusal karar arasında dengeyi sağlayamama
Evlilik kararında kararın akla mı, duygulara mı dayandırılması gerektiği bir çok kişi için çözülmüş bir mesele değildir.
Günümüz dünyasında kişiler; aşık olmadıkları, sevgi hissetmedikleri kişiyle evlenmeyi kabul edilemez bulmaktadır. Ama aynı şey aklımızın tatmin olmadığı durumlar için geçerli değildir. Yani genel eğilim, aşkı akla üstün tutmak şeklindedir.
Benim önerim hem duyguları hem de aklı eş zamanlı kullanmaktır. Duygularımızın kabul etmediği kişi ile evlenmemek iyi fikirdir. Duygusal uzaklık hissettiğimiz kişiye zamanla duygusal yakınlık oluşacağını varsaymak büyük bir risktir.
Aklımıza yatmayan şeyden de uzak durmakta fayda var. Yürütemeyeceğimizi düşündüğümüz bir evliliğe girmemenin riski alınamaz.
Dış gözlemci fikrini almama
Evlilik gibi hayati bir kararın sorumluluğunu kişilerin kendilerinin alması gerekir. Yalnız kararlarımızın optimal olması için, kararımıza dışarıdan bakan en az üç dış gözlemciye ihtiyaç vardır. Bu kişilerin fikirleri mutlak haline getirilemez. Sadece dikkate alınır.
Özellikle dış gözlemciler birbirinden bağımsız şekilde, aynı şeye vurgu yapıyorlarsa, o meseleyi dikkate almakta, yeniden düşünmekte fayda var.
Travmatik ilişki deneyimleri
Bizim için acı verici olan deneyimler, zihnimizin çalışma biçimini etkiler. Bu hal olumlu öğrenmenin bir yolu iken, aynı zamanda olumsuz öğrenmeye de neden olabilir.
Daha önce karşı cinsle evlilik amaçlı görüşme süreçlerinde incitici deneyimler yaşayan kişilerin bir kısmı, bu deneyimlerini genelleme eğilimindedir.
Örneğin bir erkek tarafından terk edilen bir kadın, hiç bir erkeğe güvenilemeyeceğini düşünüp, karşısındaki yeni kişiye güvenememekten kaynaklı aşılmayan bir duygusal mesafe koyabilir.
Görüştüğü bir kadının kendisine incitici bir şekilde hayır dediği bir deneyim yaşayan erkek, bir taraftan kadınlara kin duymaya başlayabilir. Öbür taraftan ise, o kişinin söylediği şeyi içselleştirip, kendine olan özgüveni azalabilir. İki çıkarımda bu erkeğin bir sonraki kadınla görüşmesini olumsuz etkileyebilir.