Dünya Kupası’nda B grubunun dün geceki iki maçı da; gideceklerle kalacakları ilgilendiren bir mücadele değildi. Giden gitmiş, kalan kalmıştı... Son maçına bile kalmadan elenerek büyük bir şok yaşayan İspanya; aynı kaderi paylaşan Avustralya ile, formalite maçını oynamamak ve ülkelerine bir an evvel gitmek için organizasyondan dönüş izni istedi. FIFA bu başvuruya cevap bile vermedi. Sözcüsü telefonla “Saçmalamayın” uyarısında bulundu. Konu kapandı.
Hollanda-Şili maçında, Sneijder’den sonra Kuyt’u da görmek iyi geldi... Ama iki tarafın da tur atlamayı garantilemiş olması nedeniyle; maç özgün özelliği olmadan vasat geçti.
***
Brezilya 2014’ün genel stratejik özelliği ya da yeniliği ne derseniz; bu kupa “Attığı golün üstüne yatanların cezalandırıldığı” bir kupa oldu derim. Saklananın değil, saldıranın sonuç aldığı bir organizasyon modeli yaşıyoruz. Hasan değil, basan alıyor.
Bu model; şampiyona sonrası için, kalıcı bir özellik olarak ön plana çıkacak... Çünkü özendirici tarafları ve sonuçları var. Herkesi cesaretlendirdi.
Uçucu sprey boya ve şahin gözü uygulaması da benimsendi. UEFA; kendi sorumluluk alanındaki maçlarda da kullanılmasına sıcak bakıyor. Anlayacağınız, Brezilya 2014 yeniliklerle dolu...
***
Ama ne yazık ki, bu Dünya Kupası; geçmiştekilerine oranla televizyonlardan daha az seyrediliyor. İlgi biraz düşük. Ama maçları statlarda izleyenlerin sayısı, 1994’teki Amerika organizasyonundan sonra, galiba ikinci sırayı alacak. Doluluk oranı çok iyi...
Kupa, birçok sıkı takımın erken vedasıyla da hafızalardan kolay silinmeyecek.