Bir fikrin, bir davanın sevdalısı mısın?
Yoksa o fikrin, o davanın çıkarcısı mısın?
Bir fikir, bir dava haklı olduğu için mi onun yanında yer alırsın?
Yoksa o fikir, o dava iktidarda olduğu için mi onun yanında saf tutarsın?
Sen haklıdan yana mısın?
Yoksa güçlüden yana mısın?
Her devrin güçlülerinin yanında yer alanlardan mısın?
Bir fikrin, bir davanın sevdalıları, o fikrin, o davanın iktidarda olup olmamasına bakmazlar.
O fikir, o dava iktidar olsa da iktidarın nimetlerinden faydalanmaya kalkmazlar.
Onlar hiçbir zaman Harun gibi gelip de Karun gibi gideceklerden olmazlar!
Zaten bir fikrin, bir davanın sevdalısı da bundan anlaşılır.
Bir fikir, bir dava haklı olduğu için mi yoksa iktidar olduğu için mi onun yanında yer alanlar bundan anlaşılır.
Hangi meslekten olursan ol, desteklediğin iktidarın döneminde haksız şekilde zenginleştin mi zenginleşmedin mi?
Maddi olarak, mevki olarak hak etmediğin kazançlar elde ettin mi etmedin mi?
Bunlar işin bam telidir.
Bunlar senin nimetçi mi yoksa külfetçi mi olduğunu gösterir.
Her zaman şunları söylemişimdir.
İktidara gömlekle gelenler ceketle gitmemeliler!
Hele de iktidara gömlekle gelenler gardıropla hiç gitmemeliler!
İktidara gömlekle gelenler gömlekle gitmeliler.
Başka bir ifadeyle, iktidara Harun gibi gelenler Karun gibi gitmemeliler!
Hadi diğer meslek mensuplarını şimdilik bir kenara bırakalım.
Kendi mesleğimizin mensuplarının, medya mensuplarının durumuna bir bakalım.
Gazetecilerin, yazarların, yorumcuların, programcıların durumuna bir bakalım.
Bakıyoruz da iktidara yakın medya mensupları arasında gömlekle gelip de pek çok ceket sahibi olanlar var!
Hatta gömlekle gelip de gardırop sahibi olanlar var!
Harun gibi gelip de Karun gibi olanlar var!
Dün toplu taşıma araçlarına binecek bilet parasını zor bulurlarken, bugün son model ciplere binenler var.
Dün gecekondularda otururlarken, bugün şato gibi villalarda oturanlar var.
Geçtik villaları, Boğaz’daki yalılarda oturanlar var.
Dünüyle bugünü arasında uçurumlar olanlar var.
Nasıl oldu da Harun gibi gelip Karun gibi oldular?
Niye soruyorum bu suali?
Demek istiyorum ki, bu konuda herkes kendi hesabını vermeli.
Herkesten kendi hesabını vermesini istediğime göre, önce bu konuda ben hesap vermeliyim.
AK Parti iktidara geldiğinde nasılsam yine öyleyim.
AK Parti iktidara geldiğinde, Eyüp’te yoksulların yaşadığı bir mahallede 60 metrekareden ibaret mütevazı bir evde oturuyordum.
Yine aynı evde oturuyorum.
AK Parti iktidara geldiğinde, gideceğim yerlere otobüs gibi toplu taşım araçlarıyla gidiyordum.
Yine gideceğim yerlere otobüs gibi toplu taşım araçlarıyla gidiyorum.
AK Parti iktidara geldiğinde, bir lokma bir hırka anlayışıyla yaşıyordum.
Yine bir lokma bir hırka anlayışıyla yaşıyorum.
Biliyorum, bu konuyu gündeme getirdiğim için Harun gibi gelip de Karun gibi olan meslektaşlarımı çok öfkelendireceğim.
Onların tepkilerini çekeceğim.
Ama bedeli ne olursa olsun, gerçekleri yazmaktır benim işim.
Gerçekleri yazmak, hakkı savunmak uğruna nice bedeller ödedim.
Gerektiğinde yine öderim.