Yurt dışında uzun süredir beklenen ve geçen hafta vizyona giren Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları - Fantastic Beasts: The Crimes Of Grindelwald filmi beğeniyle karşılandı. Serinin ikinci filmine gösterilen bu beğeniyi biraz açmak gerekiyor. Çünkü 2016 yılında gösterilen ilk film Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar? da böylesi bir beğeniyle karşılanmıştı. Fakat film aslında bu soyut beğeniyi haklı çıkaracak kadar iyi değildi. O filmin en büyük özellliği Harry Potter ve Ölüm Yadigârlari: Bölüm 2 ile 2011’de biten serinin hayranlarının çektiği özlemdi. J.K. Rowling’in yarattığı Harry Potter evreni büyük bir izleyici kitlesi topladı. 8-9 yaşındaki bir izleyicinin 18 yaşına kadar ortaya koyduğu beğeni kriterleri J.K Rowling’in hikayeyi yazarken önem verdiği bir konuydu. Yani film hayranlarını yetiştirdi diyebiliriz. Bir de bunun yanına hikayenin beyazperdede başladığı yıl olan 2001’de 34 yaşında olan izleyicileri koyalım. Şimdi böyle geniş bir fanatik izleyicisi olan Harry Potter dünyasından doğan “Fantastik Canavarlar” spin-off serisinin gerçek sinemasal değerini bulmak bayağı zor. Hangisi nostaljik beğenilerin sonucu hangisi gerçekten filmin hikayesinin yakaladığı başarı ancak izleyici kendisi izledikten sonra ortaya çıkacak. Bu anlamda nostaljik durumun beni bile etkilediğini söylemeliyim. Belki de onun için bu hafta vizyona giren Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları filmini ilkinden daha fazla beğendim. Bunun en büyük sebeplerinden biri de Harry Potter dünyasının bu bölümde daha etkin olması. Hatta öyle ki filmin ana karakterlerinden biri bizim Dumbledore. Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu, onun müdürü Dumbledore karşımıza çıkınca filme farklı bakıyoruz tabii. Dumbledore’un bu sefer gençliğini seyredeceğiz, Jude Law bu role çok yakışmış. Kötü adam ise ilk filmdeki Gellert Grindelwald. Johny Depp’in canlandırdığı bu karakter ilk filmin sonunda yakalanmış ve hapse atılmıştı. Depp ilk filmde öyle ahım şahım bir performans göstermemişti ama renk katmıştı. İkinci filmde de olacağı ortaya çıkınca Depp’in ismi üzerinden filmi karalama kampanyaları başladı. J.K. Rowling bu tepkileri ciddiye almadı ve Depp ile devam etti. Hatta daha da ileri gidip biraz Depp’i korur bir tavır sergiledi. Rowling’in doğru bir stratejiyle ilk filmdeki kadroyu bozmaması sebebiyle hem film Harry Potter’ın altında ezilmiyor hem de kendisiyle Potter macerasının arasındaki ilişkiyi es geçmiyor. Burada filmin yönetmeni David Yates’in de hakkını vermemiz lazım. Başarılı bir çalışma çıkarmış. Filmin konusunu kısaca toplayalım ama sürprizleri açık etmeyelim, 1927 yılında, Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar? filmindeki olayların üzerinden birkaç ay geçmişken Gellert Grindelwald hapisten kaçar ve büyücülerin büyü yeteneği olmayan Mugle’lar üzerindeki iktidarını sağlamak için yandaş toplamaya başlar. Onu durdurabilecek tek kişi, bir zamanlar en yakın arkadaşı olarak gördüğü büyücü Albus Dumbledore’dur. Ancak Dumbledore’un, daha önce Grindelwald’a engel olan eski öğrencisi Newt Scamander’dan yardım alması gerekecektir. Bu macera Newt ile Amerikalı dostları Tina, Queenie ve Jacob’ı yeniden bir araya getirir fakat Newt’un görevi, giderek tehlikeli ve bölünmüş bir hâl alan büyücülük dünyasında yeni tehlikelerle karşılaşacak olan dostlarının bağlılıklarını test edecektir.