Google’dan tarihi iki bin yıl öncesine dayanan ‘İpek Yolu’ haritasını arayın...
Asya ve Afrika’yı Anadolu üzerinden Batı’ya bağlayan tek güvenli ticaret yolu.
Sonra bugüne gelin ve şu haritalara bakın;
Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı ile Azeri petrolünün Gürcistan üzerinden Kafkasya’ya, oradan Adana’ya akışını;
Mavi Akım ile Türkmen gazının Rusya üzerinden Samsun’a girişini;
Kerkük-Yumurtalık Petrol Boru Hattı ile Irak petrolünün Adana’ya uzanışını;
İran-Türkiye Doğalgaz Boru Hattı ile İran enerji kaynaklarının Batı’ya geçişini;
TANAP (Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı) ile sadece Azeri değil Türkmen doğalgazının Avrupa’ya ulaşmasını görürsünüz.
Sadece enerji haritalarına değil, ulaşım haritalarına da bakın...
Bakü-Tiflis-Kars demiryolu haritasını, TCDD hızlı/hızlandırılmış tren ağıyla birleştirin;
İstanbul Boğazı’nın altından iki kıtayı birbirine bağlayan Marmaray ve karayolu tünelini Avrupa demiryolu ve otoban ağı haritasıyla yan yana getirin;
Buna, bugün Türkiye’nin güney sınırında kesilen 2. Abdülhamit’in Hicaz Demiryolu hattının yeniden eklendiğini düşünün...
Ardından, dünya haritasına yukarıdan bakın;
Asya, Avrupa ve Afrika’nın orta noktasında Türkiye var. İstanbul’a sabitlediğiniz pergelin ucunu 3 saat uçuş mesafesinde çevirirseniz, Moskova, Berlin, Paris, Roma, Kahire, Tahran ve Hazar Denizi’nden geçen bir daireyi oluşturursunuz.
Enerjinin, üretimin ve tüketimin en yoğun olduğu daireyi...
Ve Türkiye bunun merkezinde...
Türkiye, Avrupa Birliği Gümrük Birliği üyesi ve tam üyelik müzakereleri yeniden hızlandı. En çok ticari ve siyasi trafiğin sürdüğü coğrafya.
Diğer yandan, Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan, Kırgızistan ve Gürcistan’la üçlü ve dörtlü ortaklıkları var ve bu ortaklıklar enerji ve ulaşım ağlarıyla hızla gelişiyor.
Trafiğe bakın;
Mayıs başında Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan zirvesi vardı.
Bir hafta önce Türkiye-Azerbaycan-İran zirvesi yapıldı.
Önceki gün Bakü’de Türkiye-Azerbaycan-Türkmenistan zirvesi.
Ertesi gün Moskova’da Stratejik İşbirliği Planlama toplantısı...
Haftaya Türkmenistan ve Kırgızistan’a iki ayrı ziyaret olacak.
Ardından Bodrum’da, Azerbaycan, Kırgızistan, Kazakistan ve Türkmenistan’ın katılacağı Türk Konseyi zirvesi...
Orta Asya’nın, İran’ın enerjisi ‘Azerbaycan-Türkiye ekseni’ üzerinden Avrupa’ya bağlanıyor. Avrupa’nın gelişmiş ekonomisi ve demokrasisi de Doğu’ya...
Rusya, Sovyetler Birliği’nden miras kalan bağlarıyla bugün Orta Asya’nın enerjisini Batı’ya taşıyan tek kanal... Buradan aldığı ekonomik güç ve Sovyet mirası askeri gücünü Batı’ya karşı kullanıyor. Bunu kendisine yakıştırılan ‘ayı’ sembolüne de uygun olarak, en sert haliyle yapabildiğini Kırım’da, Ukrayna’nın doğu bölgelerinde görüyoruz.
Buradan bakıldığında Türkiye ile Rusya’yı ‘doğal rakip’ olarak görmek mümkün.
Ancak aynı zamanda ‘doğal müttefik’ olarak da...
Türkiye Orta Asya’dan ve Güney’den Avrupa’ya kanal açmakla bir yandan Rusya’nın Avrupa’ya karşı ‘aşırı özgüveni’ni dengeliyor, bir yandan da Kırım ve Kafkasya hassasiyetiyle Rusya ile siyasi işbirliğini geliştiriyor; Mavi Akım boru hattı ve nükleer enerji işbirliği ile de ekonomide ‘stratejik ortak’ pozisyonunu koruyor.
Böylece Rusya-AB, Rusya-Kafkasya, İran-Batı arasındaki askeri-siyasi çatışma ve tehditleri ‘ekonomik gelişme ve refah’ kartıyla pazarlığa oturtuyor.
Avrasya coğrafyasındaki ülkelerle aramızdaki ‘ziyaret trafiği’ne bir bakın. Ya Başbakan’ın ya Dışişleri Bakanı’nın ya da Enerji Bakanı’nın birkaç saat önce bıraktığı izi göreceksiniz
Yani, İbni Haldun’un bin yıl önce söylediği “Coğrafya kaderdir” sözünü unutmayanları...
Anadolu coğrafyası, üzerindeki halkların, devletlerin kaderlerini belirliyor. Bu coğrafya, mahkum olduğu kaderin istediği karakteri gösteremeyenleri üzerinden attı, atar...
Ne diyordu Nazım Hikmet;
“... Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket, bizim.”