Montaj bir fotoğraf üzerinden ilkin Kılıçdaroğlu diline doladı yeni Türkiye’nin başkanını ve davamızın liderini.
O her zamanki ayarsız ağzıyla.
Sonra Kılıçdaroğlu’nun Pensilvanya’daki hocası kendisini yalnız bırakmamak için saldırıya geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Somali’de çocuklara dağıttığı boyama kitaplarının üzerine “Kırk Haramiler” etiketini yapıştırarak montajcılıkta ne kadar mahir olduklarını bir kez daha ispatlayan paralelcilerin ipine sarılan Kılıçdaroğlu işine geldiği için o ahlaksızca yönteme dört elle sarıldı.
Montaj olduğunu bile bile bence o fotoğraf üzerinde tepinip durdu.
Tıpkı tapelerde olduğu gibi...
Pensilvanya’dan vakit geçirmeden dilini uzatan na-mübarek zatın dediğine bakın hele:
“Kırk Haramilerin başının yüzüne tükürün.”
Gelin de ahlak ve edepten yoksun bu üslup sahibine “hocaefendi” deyin siz!
Kendi kendini “mesih” ilan edecek kadar işi ileri götüren birinin ahlak ve edep anlayışı buysa, varın gerisini siz düşünün...
Biz de Kılıçdaroğlu’nun ağzının bozuk olduğunu söyleyip duruyorduk...
Meğer Kılıçdaroğlu, çağdaş Haşhaşi liderinin yanında zemzem suyuyla yıkanmış!
Hem harami başısın hem de IŞİD gibisin
Sana inanmayan ve senin arkandan yürümeyen hiç kimseyi Müslüman dahi kabul etmiyorsun. Senden olmayanı imha edilmesi gereken düşman olarak görüyorsun. IŞİD gibi harami bir anlayışın temsilcisisin sen. IŞİD lideri de kendinden olmayan hiç kimseyi Müslüman kabul etmiyor ve onların imha edilmesinde hiçbir sakınca görmüyor.
Ha IŞİD, ha senin örgütün, ikisi de zihniyet itibariyle aynı...
IŞİD adam öldürmeyi silahla yapıyor, senin örgütün ise kelimelerle.
IŞİD silah dışında bir öldürme yolu tanımıyor, senin örgütün ise bin bir yolu birden deniyor.
Sadece öldürme biçimleriniz farklı... IŞİD madden yok ediyor, senin örgütün ise manen...
Ortadan kaldırmak istediğiniz kimselerin itibarlarını yok ediyorsunuz, haysiyetlerini bitiriyorsunuz...
Manen öldürdükleriniz her gün ölüyorlar, ama IŞİD’in öldürdükleri bir kez...
Montajla yapıyorsunuz bunu, kasetle yapıyorsunuz bunu, kelimelerle yapıyorsunuz bunu...
Adam yok etmedeki yöntemleriniz tarihteki Haşhaşilere rahmet okutturacak cinsten...
Kendi örgütünüzü madden güçlendirmek için her türlü haram yola nasıl başvurduğunuzu artık bilmeyen yok.
İstihbarat elemanlarınız sayesinde elde ettiğiniz özel hayata ait bilgileri para koparmak için bir şantaja dönüştürdünüz.
Yargı içindeki elemanlarınız sayesinde saldığınız korku para musluklarının size akmasını sağladı.
İşadamlarınız pek mahir oldular...
Ananasların canı sağolsun tabii... O ananasların ne olduğunu bilen biliyor. Haram yöntemlerle devasa bir maddi güç elde ettiniz. Harami mi arıyorsunuz? Aynaya bakınız... Haramilerin başı olduğunu görürsünüz...
Örgütünün içindeki haramilerin sayısı ise sayılamayacak kadar çok... Davamızın liderini sevmemeni anlarız. Bundan zinhar rahatsızlık duymayız.
Ama kendine “Mesih” diyorsan öncelikle diline dikkat et.
Öyle “haramilerin başı” veya “yüzüne tükürün” gibi edepten yoksun laflar edecek olursan anladığın dilden cevabını alırsın.
Sana değil, hala bu bozuk ağzına rağmen seni “Mesih” veya “Mehdi” olarak görenlere acıyoruz...
Topunuz birden gelin
Genel Başkanımız ve Başbakanımız Ahmet Davutoğlu’nun Pensilvanya’daki sözde “Mesih”in Erdoğan liderliğindeki AK Parti hareketini çökertmek için kimlerle işbirliği yaptığına dair yaptığı vurgu çok önemli.
Evet, Doğu’da HDP ile, Batı’da CHP ile, başka yerlerde de MHP ile işbirliği yapmaktan kaçınmayan bir paralel yapıyla (PY) karşı karşıya bulunuyoruz.
PY’nin iplerinin kimin elinde olduğuna Cumhurbaşkanımız gayet açık bir dille dikkat çekti.
İlginçtir, o devlet Filistinli Müslümanlara kan kusturan bir devlet...
O devletin istihbarat örgütü MOSSAD’la iş tutan PY’nin nasıl bir “hizmet hareketi” olduğuna varın siz karar verin.
Tabii başka devletler de var PY’nin efendisi konumunda olan. En baş efendinin kim olduğunu herkes biliyor.
Başbakanımız Davutoğlu’nun ifadesiyle, Türkiye “cihan devleti” olmaya doğru yürürken bu yürüyüşü durdurmaya çalışan o yeryüzü efendilerinin taşeronluğunu yapan PY’nin kirli siyasi tezgahlarının ipuçlarını Cumhurbaşkanlığı seçiminde gördük.
Aynı oyunu 2015 seçimlerinde sahneye koyacaklar.
Korkumuz yok.
Genel Başkanımızın dediği gibi, topu birden gelsin.
Allah ve milletimiz bize yeter.
2015’te topunu birden sandığa gömmek boynumuzun borcu olsun bizim...
Ha gayret...