Selahattin Demirtaş diye bir parti başkanı vardı; hatırlayanınız var mı?
Hatırlayamayanlara bir ipucu sunmalı.
Hani Aydın Doğan medyasından Ahmet Hakan, tam da seçimlerin öncesinde CNN Türk’teki programında ona saz çaldırmıştı.
Yine de mi hatırlamadınız?
Öyleyse size hatırlatıcı başka bir ipucu sunmalıyız.
Ertuğrul Kürkçü’yü hatırlamalısınız.
Hani yoksul Kürt gençleri dağlarda ölürken, bu Ertuğrul Kürkçü’nün genç sevgilisiyle beş yıldızlı bir otelde tatil yaptığı ortaya çıkmıştı.
Hani yoksul Kürt işçiler ancak karınlarını kuru ekmekle doyuracak kadar para karşılığında köle gibi çalışırken, bu Ertuğrul Kürkçü’nün yurt dışındaki bir başka tatilde, genç sevgilisi için tanesinin fiyatı asgari ücretin üç misli olan şampanyalardan peş peşe patlattırdığı ortaya çıkmıştı.
İşte bu Ertuğrul Kürkçü, Selahattin Demirtaş’ın genel başkanı olduğu HDP’nin onursal başkanıydı.
Şimdi hatırladınız mı?
İşte o Selahattin Demirtaş şimdi hapiste.
Ama onun partisinin en militan taraftarları bile, onun hapse atılmasına en ufak bir tepki göstermemekte.
Adeta onu ve hapisteki diğer HDP kurmaylarını unutulmaya terk etmekte.
Acaba niye?
Çünkü onlar “Türkiye partisi olacağız” diyerek oy aldıkları halkı kandırdılar.
Seçimden önce “Türkiye partisi olacağız” derken, seçimin ardından bölge partisi olarak halkın karşısına çıktılar.
Daha da önemlisi, PKK’nın hendek savaşı başlatmasına karşı çıkmadılar.
Böyle yapmakla da en başta hendek savaşı sonucu evi, işyeri başına yıkılan Kürt halkının tepkisini aldılar.
AK Parti’yi de yeni arayışlara mecbur bıraktılar.
Eğer hendek savaşı sonucunda AK Parti MHP’yle hiç olmadığı kadar yakınlaştıysa, bunda HDP liderliğinin büyük payı var.
Oysa Aziz Nesin’in oğlu Profesör Ali Nesin’in dediği gibi, “AK Parti iktidarı Kürt sorunu konusunda büyük atılımlar yaptı. Kürtçe artık serbest; Kürtçe kitaplar, dergiler çıkıyor; Kürtçe kanallar açıldı; insanlar çocuklarına Kürtçe adlar verebiliyor; mahkemelerde Kürtçe konuşuluyor; kasabaların, köylerin değiştirilen Kürtçe adları tekrar eski adlarını alabiliyor.”
Peki Tayyip Erdoğan liderliğindeki AK Parti iktidarı, Ali Nesin’in bu dediklerini ne pahasına yaptı?
Tayyip Erdoğan’ın “Siyasi hayatıma da mal olsa bunları yapacağım” dediği gibi, siyasi hayata mal olma pahasına bunlar yapıldı.
Bunları yaptığı için Tayyip Erdoğan bırakın siyasi hayatından olmayı, hayatından bile olabilirdi!
Çünkü bu konuda devlet ve de millet ikna edilemeyebilirdi.
Neyse, sonuçta devlet de millet de ikna edildi.
Eğer çözüm süreci sürseydi, Kürt halkının başka bazı istekleri de yerine getirilebilirdi.
Ancak bunun için PKK’nın devlete, millete meydan okumaması, isteklerini zorla kabul ettirmeye çalışmaması gerekirdi.
Ama PKK ne yaptı?
İsteklerini devlete, millete zorla kabul ettirmek için hendek savaşı başlattı.
HDP de hendek savaşı sonucunda Kürt halkının evinin, işyerinin başına yıkılmasında PKK’yla suç ortaklığı yaptı.
Böyle yapmakla da HDP’ye oy veren Kürtleri de Türkleri de kendilerinden uzaklaştırdılar.
O kadar uzaklaştırdılar ki, başta Selahattin Demirtaş olmak üzere, adeta atıldıkları hapiste unutuldular.
“Hani saz çalan bir lider vardı, hatırlıyor musun” dedirtecek kadar unutuldular!