Hemen, hiç vakit kaybetmeden ve sözü uzatmadan söyleyelim; Aykut hocanın geri dönüşü iyi/hayırlı/doğru olmuştur. Ama bu, daha önce yaptığının yanlış olduğu gerçeğini değiştirmez.
1-1’ilk maç sonrası, istifa edeceği havasını veren “Gerekeni yapacağım” açıklaması; haklı/doğru/gerekli zemine oturmamıştı. Son dakika golü yüzünden kaybedilmiş iki puanın tepkisiyle; sonradan pişman olacağı/yutacağı/sineye çekeceği şeyi yapmıştı.
***
İma ettiği istifa kararından geri dönmek, (Yönetimin yoğun ısrarı veya baskısıyla olsa da); hocaya zarar vereceği kesin... Kararlılığına, saygınlığına, güvenirliğine gölge düşürdü. Geçmişte de zırt-pırt tekrar ettiği istifa mekanizmasını, yalama yaptı. Bu açıdan dile dolandı, daha da dolanacak... Başı her derde girdiğinde, işler yeniden terse düştüğünde, mutlaka başına kakılacak. Bunlara karşı dayanıklı olmaya, şimdiden hazır olmalıdır.
***
Peki, işin iyi olan tarafı nedir?
Yönetim geri çağırmasa ya da Aykut hoca istifada kararlı olsaydı; F.Bahçe’yi bir sürü dert bekliyordu. Paldır-küldür yeni hocanın aranma telaşı, gelenin ortama uyum süreci, aradaki boşlukta muhtemel puan kayıpları; durduk yerde ek sorunlar yükleyecekti. Hocanın kalışı, bütün bunları sıfırladı. O açıdan yararı tartışılmaz.
***
Fenerbahçeli futbolcular da; olayların vardığı boyutlardan elbette mutlu olmadılar. Bundan sonra daha sorumlu davranacaklarını, maçlara daha çok asılacaklarını ve kaosun sonlandırılmasına ciddi katkı vereceklerini düşünüyorum. Çünkü aksi, onlara da zarar verir.
Eğer milli maç sonrası haftasında puan kaybı yaşanmazsa; sonraki dönemin F.Bahçe’ye geniş ufuklar açacağını düşünüyorum. Hatta yönetimin, bu şartlar içinde ifade ettiği “Şampiyon olacağız” söylemini de; boş hayal olarak görmüyorum. Ligi önde bitirmek zor olsa da; matematiksel, fiziksel ve teknik olarak bu halâ mümkün... İş inanmaya kalır ki, yaşananlar inanmayı da mecbur hale getirdi.
Aykut hoca ve futbolcular, yaşananlardan ders alacaktır.