Siyasette gündem belirlemek, gündemde kalmak ve gündemin altında ezilmemek önem taşır.
Gündem belirleme şampiyonluğunu Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın uzun zamandır elden bırakmadığını biliyoruz. Girdiği her seçimi kazanmasında ve 18 yıldır iktidarda kalmasında gündem belirleme üstünlüğü elbette büyük rol oynuyor.
İcraatları, politikaları, tavırları, konuşmaları, mimikleri gündemin hep üst sıralarında yer alıyor. Bunu sadece medya ilgisiyle izah etmek yeterli olmaz.
Siyasi gündemi belirlemek için öncelikle ortaya bir siyaset koymanız gerekir. İlginç, çarpıcı, popüler laflar etmek her zaman gündem belirlemeye yetmez.
Popülist, reklam ürünü gibi kokan siyasetçilerin sabun köpüğü siyasetlerinin uzun soluklu olmadığını gördük.
Son dönemin gündemi meşgul eden üç konusu var; Libya, İdlib ve Kanal İstanbul… Bunların üçünde de Erdoğan başrol oyuncusu.
İdlib’de ateşkesin ayakta tutulabilmesi için Putin’le yürüttüğü diplomasi trafiği çok önemli… İdlib’te yaşam mücadelesi veren mazlum insanların hayatta kalabilmesi için yürüttüğü insani projeler de çok hayati…
Libya konusunda Türkiye’nin yaptığı anlaşmalar bütün sürecin rengini değiştirdi. Bir yanda Rusya ile yürütülen diyalog, diğer yanda Berlin Konferansı, sürece ivme kazandırdı.
Kanal İstanbul ise Erdoğan’ın projesi ve bu konuda söz söyleyen herkes bu gündeme bir şekilde katkıda bulunmuş oluyor.
CHP lideri Kılıçdaroğlu ise son günlerde gündemin altında kalan, gündemin altında ezilen siyasetçilerden.
Dünya siyasetinin seferber olduğu bir konuda “hiçbir şeye karışmayalım, uzak duralım” nevinden takındığı tavırlar çok anlamsız düşüyor.
Siyasetin kızıştığı durumlarda Kılıçdaroğlu etkili çıkışlar yapamıyor. Türkiye’nin bölgesel ve küresel roller üstlendiği, sahada oyun kurduğu, diplomaside masalar kurduğu anlarda söyleyecek söz bulamıyor.
Bu durum tabii ki ‘siyasetsizlik hali’nin bir sonucu…
İktidarın her yaptığına karşı çıkma refleksini siyaset yapmak zannedince böyle durumlara düşüyor. Türkiye’nin şaha kalktığı durumlarda takınılan silik tavırlar gündemin altında ezilme durumunu ortaya çıkarıyor.
AK Parti karşıtlığı sebebiyle Sisi’ci, Esed’ci, Hafter’ci bir pozisyona savrulmak, millilik meselesinde nahoş bir görüntü oluşturuyor.
Kılıçdaroğlu’nun çektiği her şut, kendi kalesinde gole dönüşüyor.
FETÖ meselesinde bir hamle yapıyor, mayınlar kendi sahasında patlıyor…
Gündem belirleyeyim diye topu oyuna sokuyor, DevletBahçeli topu alıp oynamaya başlıyor.
Kılıçdaroğlu muhalefetin gündem belirleyememe çaresizliğine duçar olmuşken, Bahçeli son derece aktif ve gündem belirleyen bir siyasi görünüm veriyor.
Bahçeli’nin açıklamaları da, politik tavırları da, milli refleksleri de gündem belirleme kabiliyetini yansıtıyor.
Siyasi gündem oluşturma açısından Erdoğan belirleyici, Bahçeli etkili, Kılıçdaroğlu silik bir siyasi görünüme sahip…