Öğrenmenin en iyi yolu örnekler üzerinden anlamaya çalışmaktır. Bu yazımda sizlere, dışarıdan bakıldığında “Beceriksizlik” olarak adlandırılabilecek bir durumdan, Apraksi’den söz edeceğim. Hâlâ gizemini büyük ölçüde koruyan, benim de tutku ile anlamaya çalıştığım beynin bir oyunudur bu. O nedenle bu konuyu sizlere hasta örnekleri ile anlatmaya çalışacağım.
Bir hastamın yakını bana hastalarının anlam veremedikleri bir hareketini anlatarak şaşkınlığını belirtmişti. “Arabanın kapısını açmıştık ve binmesini rica ettik, bir de ne görelim. Arabanın arka koltuğuna tavuk gibi tünemişti. Neden böyle durduğunu sorduğumuzda, ne yapması gerektiğini bilemediğini söyledi. Bize şaka yaptığını sandık”. Diğer bir hastamda olan sıkıntıyı ise yakınları şöyle ifade ettiler: “Duş yapması için yardım etmeye gittiğimde, bir elinde şampuan, diğer elinde duş başlığını tutuyor ve anlamsız anlamsız bakıyordu. Başını yıkamasını söylediğimde ise elindeki duş başlığını kafasına doğru tutup, şampuanı ise yere döktü”. Her iki hastanın da Demans tanısı vardı. Acaba artık onları anlamıyor muydu? Hayır gayet de iyi anlıyordu. Çünkü hastalığın erken bir evresindeydiler ve daha önce söylediklerini anlamadığı olmamıştı. Anlama sorunu olmadan gelişen bu bozukluk, beynimizin hangi alanında ve nasıl kodlanan bir bilginin kaybında gerçekleşiyor?
Apraksi kişinin amaçlı bir hareketi, motor fonksiyonları ile ilgili bir sıkıntı olmadan yapamaması durumudur. Dışarıdan bakıldığında çok basit görünen bu hareketlerin, beynimizde hangi işlemlerden geçerek oluştuğunu bilmediğimizden dolayı, böyle bir kişi gördüğümüzde bize tuhaf gelebilir. Saç tarama, duş alma, tıraş olma gibi günlük işler bize çok basitmiş gibi gelir. Halbuki oldukça basit görünen bu eylemlerle ilgili beynimizdeki bağlantı alanlarında ufak bir problemden dolayı Apraksi gelişebilir. Apraksi’nin birçok türü vardır. Her türlü istemli motor harekette görülebilir. Asıl problem, istemli olarak yapılan bu hareketleri planlama bozukluğudur. Bir eylem içerisindeki hareketlerin sırasını şaşırır.
Peki beynimizin hangi alanı bundan sorumludur? Dominant hemisferimiz yani baskın olan beyin yarımküremizde (genellikle sol) bulunan Supramarginal bölge (görselde işaretlenen alan) istemli hareketlerimizin planlandığı merkezdir. Bu merkezde planlanan istemli hareket gerçekleştirilmek üzere bağlantı yolları aracılığıyla, ön lobumuz olan frontal bölgede bulunan Presentral Gyrusa iletilir. Buradan çıkan nöronlar (sinir hücreleri) aracılığı ile, hareketi plan dahilinde gerçekleştirmek için, ilgili bölgelere sinyaller gider ve eylem gerçekleşir. Böylece elimize aldığımız tarakla saçımızı tarayabilir ya da önümüzde bulunan bardağa su doldurup içebiliriz. Halbuki bu hastalarda anlama ile ilgili bir sıkıntı yoktur.
Bu “beceriksizlik” hali hangi durumlarda ortaya çıkar? Yukarıda bahsettiğim Supramarginal Gyrus-aradaki bağlantı yolları-Presentral Gyrus döngüsü içerisindeki herhangi bir yerde aksama olduğunda, Apraksi ile karşılaşabiliriz. Bu bulgu genellikle bazı nörolojik hastalıkların seyri esnasında ortaya çıkar. Beyin hücre ölümü ile giden demansiyel sendromların seyri sırasında görülebileceği gibi, bahsettiğim alanları besleyen bir damarın tıkanması sonucunda tek başına da görülebilir. Beyin damar tıkanıklığı denilince genellikle ilk akla gelen bulgu, felçtir. Halbuki dışarıdan tanımlanması çok zor olan bu tür bulgularla da karşımıza gelebilirler. Bu işin profesyonelleri olarak bizler, beyni ancak hastalıklar sırasında çıkardığı bulgular ile tanımaya çalışırız. Hangi alan etkilendiğinde hangi fonksiyonunun yitirildiğini görerek öğreniriz. Öyle ki duyduğumuzda çok tuhaf gelebilecek bazı bulgular, beyin fonksiyonları tanımının ne kadar geniş olduğunu gösterir bizlere. Örneğin vücudumuzun bir yarısını tamamen yok saydığımız bir bulgu vardır. Buna “İhmal Fenomeni” denir. Bu bulguya sahip kişi, yüzünün bir yarısını tıraş ederken, diğerini yok sayarak bırakmakta ve farkına bile varmamaktadır. Dilerseniz beynin bu çok ilginç fonksiyonunu ve bize rutin hayatta ne gibi katkıları olduğunu da başka bir yazıda konuşalım.
HAFTANIN NÖROBİLGİSİ
Brown Üniversitesi’nde fareler üzerinde yapılan ve Cell Reports dergisinde yayımlanan yeni bir çalışmanın sonucuna göre; erken yaşta strese maruz kalan dişilerin beyin hücre gelişimlerinin olumsuz yönde etkilendiği, dikkat bozuklukları gelişme riskinin arttığı saptanmış.
ERKEN EVRE ALZHEİMER HANGİ HASTALIKLA KARIŞABİLİR?
Bellekle ilgili sıkıntılar depresyonda da görülebilir ki erken evrede en karıştırılan durumlardan birisidir. Hasta depresyona bağlı bellek problemleri yaşıyor olabilir ya da bellek problemlerinin hastanın yaşam motivasyonunu düşürmesi nedeniyle depresyon yaşıyor olabilir. Bu durumda genellikle şöyle bir yol izleriz; Hastaya depresyon tedavisi başlar ve takibe alırız. Birkaç ay içerisinde bellek problemleri düzeliyorsa Alzheimer hastalığı değildir, ama halen devam ediyorsa o zaman daha dikkatli olmak gerekir.