Ülkemizin etkili bir güç olacağını ve dünya üzerinde kurulan yeni yapıda önemli bir yer alacağını düşünüyoruz ama bu sürecin hangi kademesinde olduğumuzu bilmiyoruz. Bizi kendi güçlerinin bir parçası olmasını isteyenler bu amaca ulaşmak, diğerleri de başka hedefleri de içeren bu operasyonu yenmek istiyorlar. Kurduğum model inandığımız birçok şeyi reddettiği için kabulü zor. Yani ABD ile Avrupa’nın düşman olmasalar bile yeni dünya dengesinde rekabet içinde olacağını kabul etmiyorlar. Geçmişte dünyayı Batı ve Doğu diye ikiye ayırır ve Avrupa’yı Batı sayardık. Şimdi Doğu ve Batının liderleri düşman değiller hatta dost olacaklarını bile söyleyebiliriz. Bu iki ülkenin rekabet nedeni ne olabilir? Askeri rekabet hatta husumet yok olmuş gibi gözüküyor. Bu iki ülkenin ekonomik rekabetleri de bulunmuyor.
Ülkelerin mukavemetlerini zayıflatmak için önce petrol kaynağı olan Ortadoğu’da çatışma çıkardılar ve bölgede herhangi bir iddiası olacak kadar güçlü devlet kalmadı. Olayın ikinci aşamasında ekonomi rol alacaktı ve bu süreç başladı. Bu mücadelenin para kullanılarak yapılacağını düşündüm ve bu paranın dolar olacağını söyledim. Yanlış anlamaya neden olacak bir sözüm oldu ve ABD’nin dolar yerine dolmaz basacağını ve parasal kontrolü ekonomileri yönlendirmek için kullanacağını söyledim. Şüphesiz bu bir benzetme idi ve doların dünya ekonomilerindeki rolü güçlendirilecekti.
***
Şimdi dolar değerlenirken diğer paralar değer kaybediyor. Şüphesiz dolar sadece ABD tarafından kullanılmıyor. ABD ile ticareti yok sayılacak kadar az olan ülkelerin dahi dolarla ifade edilen birçok borcu olduğu ya da bir başkasının dolarla ifade edilen alacağı olduğu gözleniyor. Mesela en çok, yine dolarla ifade edilen, Çin’in ABD ile ticareti sınırlıdır ve bu ülkeyle ticaret yapan, neredeyse her ülkenin borcu ya da alacağı dolarla ifade edilmektedir. Çin dolarının önemli bölümünü ABD’de kullanır ve ABD bankaları borçlanır. Bu sırada doların değeri yükseliyor ve diğer ülkelerin bankaları baskı altında kalıyor. Borcu dolarla ifade edilen ülke alacaklı olduğu ülkeden dolar alamaz. Çünkü neredeyse herkesin hesabı dolarla ifade edilmektedir. Borçlu olan dolar bulamaz ve herhangi bir yoldan almak isterse yüksek değerde dolar almak zorunda kalır.
İzlenen ekonomik politikayı şöyle eleştirmiştim. Ekonomide para bir örtüdür ve onun altındaki üretimi temsil eder. Ancak bazı ekonomiler üretimden daha fazla para kullanırlar. Bizde para önemseniyor ve dışardan gelen paralar kullanılıyor demiştim ve dışarıdan alınan paranın karşılığı içeride tüketici kredisi verilmesinin talebi artıracağını ve üretimde bir artış görüleceğini ama bu durumun ülke ekonomisindeki bir gelişmenin sembolü sayılmayacağını söyledim. Ama hem tüketici kredileri arttı hem de inşaatlara ve bunların yapılarını alanlara kredi verildi. Bu krediler kısa sürede ödenemeyeceği için bankalarda sıkıntı gözlendi. Bu sıkıntının artacağı söylendi ve bunun izleri arttı. Türkiye ekonomik başarısını parayla ifade edilen yapay artışla ifade etmemelidir. Borcu kadar yatırım yapmalı ve bunların bir bölümünün ihraç edilip borçların ödenmesinin sağlanması gerekmektedir. Ancak ihracatta, otomotiv gibi parçaları dışardan gelen ve ülkemizde bunun birleştirilerek üretim yapılması, gelişme için yeterli değildir. İlk geliştirilecek sektör tarım olmalıdır, buradan halen ihraç ettiklerimizden hemen vazgeçilmesi anlamı çıkarılmamalıdır. Yani önümüzdeki dönemde yeni bir üretim planlanması yapılması, var olan para politikasından daha önemlidir.