AK Parti dışında serbest seçimlerde rakipleriyle yarışarak seçmenin teveccühüne 18 yıl aralıksız mazhar olmuş ikinci bir siyasi parti yok.
Başka bir ifadeyle çok partili dönemde 18 yıldır girdiği bütün seçimlerden başarıyla çıkmış ikinci bir parti yok.
Objektif olarak değerlendirildiğinde, AK Partinin bu başarısının arkasında birilerinin zannettiği veya iddia ettiği gibi anlamsız faktörlerden ziyade topluma verdiği güven duygusunun yattığı görülecektir.
Sistem Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altında başkanlık sistemine evrildiği için artık partilerden ziyade adayların toplum üzerinde bıraktığı/bırakacağı güven duygusu önem kazanmıştır.
Yani artık yürütme siyasi partilerden ziyade adayların başarısına bağlı olduğu için partilerin iriliği ufaklığı değil adaylarının kişiliği önem arz etmektedir.
Bunun bir anlamı da her hangi bir aday topluma güven veriyorsa partisinin oy oranı tek belirleyici olmaktan çıkar.
Fransa ve Tunus’ta yapılan son seçimleri partisiz adayların kazandığı gerçeği bu tespitin en son ve en bariz örneğidir.
Bu iki ülke her ne kadar yarı başkanlık sistemiyle yönetiliyorsa da cumhurbaşkanının seçimi ve yetkileri itibariyle başkanlık sistemine benzemektedir. (Hatta yarı başkanlık sisteminde eğer cumhurbaşkanının partisi parlamentoda çoğunluğu elde etmişse sistem başkanlık sistemine yakın bir durum arz eder, eğer partisi azınlıktaysa da parlamenter sisteme daha yakın bir durum ortaya çıkar.)
Türkiye’de de artık partiler değil adaylar yarışacaktır. Partiler elbette ki önemini tamamen yitirmiyor ama adaylar hükümet olacağı için aday öne çıkmaktadır.
2023 seçimleri de adaylar arasında geçecektir. Partiler elbette ki önemini tamamıyla kaybetmiş değiller. Seçimlerde çalışacak olan parti teşkilatlarıdır. Ancak parti teşkilatlarına moral verecek olan da savunacakları adaydır.
Topluma güven vermeyen adayın teşkilata güven vermesi düşünülemez. Artık seçmen de parti teşkilatı da adayın kalitesine ve çapına bakacaktır.
Peki siyasette güven endeksinin parametreleri nelerdir?
İşte bu sorunun cevabını Kemal Öztürk iki gün önce ‘Siyasette güven endeksi’ başlığıyla yayınladığı özgün yazısında uzun uzun anlattı. Parti adı vermedi parametreleri yazdı. Bence de isabetli tespitlerdi. Özetleyecek olursak:
“Siyasetçinin güven endeksini oluşturan parametreler şunladır:
1. Başarı hikayesi var mı?
2. Dürüst biri mi?
3. Sözünü tutar mı?
4. Düzeni bozar mı?(Düzenden maksat seçmenin kurulu düzeni işi, evi, çevresi, geliri, gideri)
5. Beni anlıyor mu? ” (https://www.haberturk.com/yazarlar/kemal-ozturk/2899413-siyasette-guven-endeksi)
Aslında başka parametreler de eklenebilir.
Çünkü bu özelliklere sahip liderler de çıkabilir ama karizma yoksa, tanınmıyorsa, onu tanıtacak imkanı, çevresi teşkilatı vs. yoksa kazanma ihtimali de yoktur.
Ancak bu parametreleri mevcut siyasi parti liderlerine uygulayıp doğru sonuca ulaşabiliriz.
Öztürk yazısının sonunda adayları test edecek formülü de vermiş:
“Her bir maddeye 10 üzerinden not verin. Mesela 1. Maddedeki, “başarı hikayesi var mı?” sorusuna “evet var” diyorsanız ve iyi bir başarı hikayesi olduğunu düşünüyorsanız 10 puan verin.
Tüm puanları toplayıp beşe bölün. Çıkan sonuç, 6 ve üzeriyse o siyasetçinin güven endeksi iyi demektir. Ne kadar yüksekse, seçmen o kadar güven duyuyor demektir ve ona oy verecektir.”