Adalet beni yine yanıltmadı” diyor Hanefi Avcı acı bir tebessümle. Devam ediyor:
“Talimatla verilen karar açıklandı. Onun için sürpriz olmadı. Aslında kararın bu şekilde çıkması belki kötü gibi gözükse de toplumun bu Cemaat denen yapıyı anlaması için iyi bile oldu. Kendisi için adalet isteyenlerin, kendilerinden olmayan herkes için adaletsizliği mübah gördükleri bu kararla birlikte tescillenmiştir. Artık bu yapının samimiyeti konusunda daha net bir fikre sahip olacaktır.
“Bu heyetten böyle bir karar bekliyordum. Yargıtay 9’uncu Ceza Dairesi’nin Balyoz ve Askeri Casusluk davaları ile ilgili verdiği kararlar ve bu kararlara yönelik sıkıntılar ortada. Bu mahkemenin üyeleri arasında Cemaat mensupları olduğuna dair yayınlar, gazetelerde ve internet sitelerinde haber olarak yer aldı. Biz de Yargıtay’da kendilerinin tarafsızlığından şüpheli olduğumuzu beyan ederek bu davadan çekilmelerini talep ettik. Ancak bu talebimizi kabul etmediler. Anayasa Mahkemesi Başkanı bile Yargıtay’ı bir grubun ele geçirdiğine dair beyanatlar verdi. Bu mahkemenin sicili ile ilgili önemli ipuçları herkesin malumu.”
Sizi yargılayacak olanların, size savaş açmış bir odağın uzantıları olduğunu düşünmek nasıl bir duygudur?
Türkiye, özellikle emniyet ve yargı alanında paralel yapı ile ilgili böyle bir tedirginliği yaşıyor. Kapınızı çalacak, yolda asayiş için yolunuzu kesecek polis acaba size karşı ne düşünüyor? Ya da huzuruna çıkacağınız hakim nere ile irtibatlı?
Şu anda Ak Parti çevrelerinde, 4 bakanla ilgili değerlendirmeler de böyle bir ikilemi yansıtıyor.
9 üyesi Ak Partili milletvekillerinden oluşan, yani Ak Parti’nin mutlak çoğunluğa sahip bulunduğu Komisyon 4 bakanla ilgili karar verecek: Dosya kapansın mı yoksa bakanlar Yüce Divan’a gönderilsin mi?
Biliniyor ki kamuoyunda bakanların Yüce Divan’a gönderilmesi, aklanacaklarsa orada aklanmaları beklentisi hakim. Yine biliniyor ki, Komisyon soruşturmayı kapatırsa bu Ak Parti’nin yolsuzluk iddialarını kapattığı gibi bir propagandaya hız kazandıracak, seçimler öncesinde de muhalefetin ana malzemesi bu olacak.
Başbakan Davutoğlu, böyle bir cephe açılacağını bildiği için, son konuşmalarında ısrarla “Yolsuzluk yapan kardeşimiz olsa kolunu kopartırız” diyor, “yolsuzluklara sıfır tolerans”ın altını çiziyor.
Komisyon’un Yüce Divan yolunu kapatmasının Davutoğlu’nun bu söylemine zarar vereceği de kesin.
Peki o zaman Komisyon neden bakanları Yüce Divan’a göndermesin ki? Acaba Komisyon’un Ak Parti kanadı böyle bir yolu, bakanların mutlak suçsuz olduğuna inandığı için mi alır? Ya da Yüce Divan yolunu açmazsa konunun kapanacağını mı düşünür? Ya da başka bir sebep mi var?
Konuyu, Hanefi Avcı olayı ile bağlantılamamın sebebi, Ak Parti cenahında benzeri bir kaygı bulunması sebebiyledir.
Hanefi Avcı, 9. Daire’nin yapısını problemli buluyordu, onun için redd-i heyet talebinde bulunmuştu. Redd-i heyet talebi reddedildi ve Avcı, bile bile boynunu giyotine sunmuş oldu.
Ak Parti, Anayasa Mahkemesi’nin üye yapısına kuşku ile bakıyor. Başkan Haşim Kılıç, Ak Parti’nin inanç-kültür zemininde yetişmiş bir insan ve uzun süre de ilişkiler uyum içinde gelişti. Ancak tam da Ak Parti ile Paralel Yapı arasındaki ilişkilerin sorunlu hale geldiği dönemde Kılıç’la Hükümet ilişkileri de sorunlu hale gelmeye başladı.
Her ne kadar AYM’nin 11 üyesi, son dönemde tayin edilmiş olsa da, iktidar en çok, kendi döneminde tayin edilmiş olanlarla sorun yaşıyor. HSYK, Yargıtay, Danıştay düzenlemeleri, yargı camiasında gerçekleşen tayinler, “Paralel kumpas”tan korunmak için. Kaldı ki Ak Parti, Paralel Yapı hadisesi öncesinde, “Laikçi yapılanma”nın yol açtığı sıkıntıları gidermek için AYM’de de, üstelik Anayasa boyutunda yeni düzenlemelere gitme gereği duymuştu. Bu defa AYM ile ilgili “Paralel yapı” kuşkusu öne çıktı.
AYM’de böyle bir yapı var mı, kim kimdir, herhalde Ak Parti kurmayları bunu görmeye çalışıyorlardır. “Hanefi Avcı için giyotin hazırlanmıştı, bizim, başka riskleri göğüsleyip, boynumuzu giyotine uzatmama imkanımız var” gibi bir yaklaşım içinde olabilirler.
Yargıtay 9. Daire ve AYM.
Acaba ikisi arasında bir “paralellik” var mı? Artık bir süre bunu tartışacağız.